Bir gezgin olarak seyahatlerde genelde hotel ikinci hatta üçüncü öncelik sırasında gelir. Çünkü öncelikli görmeyi planladığımız tarihi alanlar, meydanlar, sokaklar, müzeler değil mi ? Benim için en azından öyle. Ama Tallinn’de kaldığım hotel de merak ettiklerim arasına girdi. Tallinn için önemi büyük olan bir noktada konaklama deneyimi yaşadım. Bahsetmeden geçemeceyğim. Müzesi olan bir hoteli anlatayım sizlere buyrun gelin..

Sokos Viru Hoteli 1972 yılında faaliyete geçmiş bir hotel. Aynı zamanda bölgenin ilk gökdeleni ve en prestijli binası. Sovyet Turizm Otoritesi, Tallinn’i de turizme açmak ve pastadan pay almak istiyordu bu sebeple, 1963 yılında açılan Tallinn Hotel açıldı. Fakat, 1965 yılında başlayan Helsinki, Tallinn feribot seferleri ile beraber şehrin tek hoteli Tallinn Hotel ihtiyacı karşılayamadı.Bu sebeple 1969 yılında günümüzde var olan, Viru Hotelinin çalışmalarına başlanıyor. 36 ayda tamamlanan hotel bölgede efsanevi bir hava katıyor. Düşünsenize bölgede bir tane bile yüksek bina hatta hotel yokken, bir anda böylesine devasal bir bina yapılıyor oraya. Üstelik old town bölgesinin neredeyse yanı başına.

Şuana kadar hotelde Elizabeth Taylor, Neil Amstrong gibi bir çok ünlü kişi de konaklama tecrübesi yaşamış..

Hotelin tarihçesi böyle..

KGB Ajanları İçin Üs Olarak Kullanılmış

Hoteldeki müzeden bahsedeyim. Hoteller malum genelde temizlenmek, dinlenmek biraz şekerlemek için ideal noktalar. Fakat burada bir de müzeye vakit ayırmak lazım. Hotel resepsiyonundan aldığım müze turu randevusu ile heyecanlandım açıkcası.  Tur yaklaşık 1 saat sürüyor ve hotelin en üst katı olan 23.katta gerçekleşiyor. Fince ve İngilizce olmak üzere iki dilde hizmet veriyorlar.

KGB döneminde, hotele gelen VIP misafirler ve bürokratların hotel odalarındaki faaliyetlerinin dinlenmesi ve ses kayıtlarının alınması çok önemliydi. Bu sebeple her odaya dinlenen telefon konuldu ve bu telefonlar 23.katta bulunan kayıt odalarında sürekli kayıt altına alındı ve Moskova’ya gönderildi. Bu arada, hotel 23 katlı fakat misafirlerin çıkmaması için asansör 22.kata kadar çıkabiliyordu. Sonrası ise merdivenle devam.. Merdiven kapısının anahtarı da malum.. Bir kaç kişi de var sadece..

Hotel açıldığında, Tallinn’de herkes burada çalışmak istemiş. İnanılmaz bir talep gelmiş şehirden. Burada arkadaşı veya yakını çalışan kişiler çok şanslı olmuş bir anda.. Ayrıca şehire giren turistler buraya geldiği için, ülkeye tek döviz neredeyse buradan gelmiş. Bu sebeple, Estonya için çok önemli bir hal almış Viru.

23.Kata çıktığımızda, kapı açıldığı gibi açıkcası kendimi Sovyet döneminde gibi hissettim. Hala küllükte duran sigaraya kadar bir çok detay ilk günkü gibi duruyordu adeta. KGB ajanları özel misafirleri geldiğinde daha ilgili olmaları açısından dinleme cihazlarını burada hazırlatır, yemek masalarına yerleştirir ve bu odadan kayıt dinlerlermiş. Oda içerisinde sürekli 4 kişi bekler ve kayıtları dinlermiş. Bu 4 kişiden ikisi teknik eleman. Diğer ikisi ise yakın dövüş bilen koruma. Odayı gezerken masa üzerinde klasik eski parmağımızla döndürdüğümüz telefondan vardı. Fakat biraz farklı. Numaraları yoktu. Neden yok dediğimde ise, rehber “buradan sadece Moskova aranır” dedi..

KGB ajanlarının Tallinn’de zamanında nasıl cirit attığına 2017 yılında da olsa şahit oldum..

Enteresan bir  o kadar da keyifli  tecrübeydi.

Biraz da Hotelden..

Gerilim filminden çıkıp günümüze dönelim, hotelin konumu gayet iyi. Temizliği ve kahvaltısı da gayet memnun edici seviyedeydi. Hotel altında bir de alışveriş merkezi bulunuyor. Havalimanına 15 dakika mesafede, Old Town ise 5 dakika yürüme mesafesinde. Bir daha konaklar mısın diye sorarsan ? Kesinlikle. En üst kat yerine 9 ile 12.kat arasında konaklamaya çalışın derim 🙂

Not : Anne babamla konuşmuştum. Acaba dinlenmiş miyimdir ? 🙂