Belçika denilince akla Brüksel, Brüksel denilince ise akla Avrupa Birliği, çikolata, bira, midye ve patates kızartması geliyor. Nüfusun 4/1’ini yabancılar oluşturuyor. Brüksel’de ilginçtir ki, çok fazla Afyon Emirdağ göçmeni vardır. Hatta Brüksel’den Emirdağ direkt otobüsler. Eskişehir’e ise direkt uçuşlar var.
Brüksel Gezi Rehberi
Nüfus : 177.307
Dil : Fransızca, Flemenkçe
Para Birimi : Euro
Saat Farkı : Türkiye saatinden 1 saat geridedir.
Vize : Schengen
Konsolosluk Bilgileri
Adres : 4, Rue Montoyer 1000 Bruxelles
Tel : +32 2 512 44 01
Belçika’nın başkentidir. Belçika’nın üç federal bölgesinden biri olan Brüksel Bölgesi’nin başkentidir. Birkaç yüzyıl önce bataklığın kurutulması sonucu ortaya çıkmış bir şehirdir. Adı bataklığın içindeki yerleşim yeri anlamına gelir. Brüksel büyükşehrine bağlı 19 belediyenin (Fransızca: Communes, Felemenkçe: Gemeenten) toplam nüfusu 1.050.000’dir. Büyükşehrin bir parçası haline gelmiş civar belediyelerin nüfusu ve gün içinde işleri için Brüksel’e gelenlerin miktarı da göz önüne alındığında toplam kapsamlı nüfusun birkaç milyona çıktığı hesaplanmaktadır.
Avrupa Birliği’nin 3 ana kurumu olan AB Komisyonu, AB Bakanlar Konseyi ve Avrupa Parlamentosu içinde ilk ikisinin resmi organlarının büyük çoğunluğu bu şehirde yerleşiktir. Sonuncusu Avrupa Parlamentosu iseStrazburg ile dönüşümlü olarak Brüksel’de çalışmalarını yürütmektedir. Bunlara bağlı ve bunlarla ilgili irili ufaklı yüzlerce kuruluş da dikkate alındığında Brüksel, bu sebeplerden AB veya Avrupa başkenti olarak gösterilir. Ayrıca NATO Merkez Karargahı da Brüksel’dedir.
Nüfusun çoğunluğunun ana dili Fransızca’dır (%80). Brüksel kökenli veya Brüksel’e Flaman bölgesinden gelmiş ve Felemenkçe konuşan bir azınlık da bulunmaktadır (20%). Bu yönden Brüksel (aslen bir Flaman şehri olmasına rağmen) bir Flaman denizinin ortasında bir Fransız adası gibidir. Bu demografik özelliğe rağmen Brüksel’de iki resmi dil Fransızca ve Felemenkçe’dir ve hukuken eşit ve her alanda zorunludur.
Belçika vatandaşlığını edinmek diğer AB ülkelerine kıyasla çok daha kolay olduğu için 1960’lardan itibaren kaydadeğer bir yabancı kökenli nüfus da Brüksel’e yerleşmiştir. Başlangıçta genellikle vasıfsız göçmen işçi olarak gelen bu kuşak ve ardından ikinci ve üçüncü nesiller içinde, başta Faslı Araplar, ardından, aşağı yukarı denk sayıda, çoğu Emirdağ, Afyon kökenli Türkler ve eski bir Belçika sömürgesi olan Kongo’lu Afrikalılar köken sıralamasında ilk üçü oluşturmaktadırlar. 1970’lerden itibaren özellikle AB resmi kurumlarının sağladığı iş imkânları nedeniyle yabancı kökenli nüfusa, AB ülkeleri kökenli ve daha kalifiye bir topluluk da eklenmiştir ve sayıları artmaktadır.
Şehrin nüfusuna bu yollarla dahil olmuş yabancı kökenlilerin toplam nüfusun %28.5’ini oluşturduğu hesaplanmaktadır. İstanbul ile benzerlikler arz eden bu süreç sonrasında son 30-40 yılda Batı Avrupa’da nüfus, kültür ve mimari yapısı Brüksel kadar değişmiş kent yoktur denilebilir. Bu süreç içinde bir gettolaşma da doğmuş, yerliler belli semtlerde ağırlıklarını muhafaza eder, buralara adeta ‘çekilir’ken, Faslı, Türk ve Afrikalı semtleri ve bir AB kurumları ve çalışanları mahallesi oluşmuştur.
Brüksel Ulaşım Hakkında
Brüksel’de iki adet havaalanı bulunmakta. Bunlardan ilki tüm uluslararası uçuşların yapıldığı ve lider havayolu firmalarının kullandığı Brüksel Havaalanı BRU, diğeri ise daha çok ucuz seferlerde kullanılan Charleroi Havaalanı.
Brüksel Havalimanı- Merkez Ulaşımı
Havaalanı, Brüksel’in 11 kilometre kuzeydoğusunda bulunmaktadır.
Tren: Havaalanı’ndaki tren istasyonu terminalin altında, zemin katta bulunmakta. Saatte yaklaşık 4 tane tren seferi ile Brüksel Havaalanı, Kuzey, Merkez ve Midi İstasyonları birbirine bağlanır. Bunun dışında Belçika’nın Batı, Doğu ve Güneyine de tren seferleri bulunmaktadır. Seferlerden bazıları şunlardır:
- Gent – Wetteren – Aalst – Denderleeuw – Brüksel – Havaalanı
- De Panne – Diksmuide – Lichtervelde – Deinze – Gent – Brüksel – Havaalanı
- Quévy/Quiévrain – Mons – Braine-le-Comte – Halle – Brüksel – Schaarbeek – Havaalanı
- Antwerp -Mechelen – Havaalanı
Brüksel Havaalanı’ndan seyahat süreleri
- Antwerp: 37 dakika
- Brüksel Merkez : 17 dakika
- Ghent: 54 dakika
- Leuven: 15 dakika
Otobüs: Otobüs durakları 0. katta bulunmaktadır. Üç tane otobüs platformu bulunmaktadır. De Lijn otobüs sistemi şu otobüs numaraları ile belirtilen yerlere sefer yapmaktadır:
- Kuzey tren istasyonu (272 ve 471)
- NATO (272, 471 ve 620)
- Roodebeek metro istasyonu (359 ve 659).
Taksi: Havaalanından şehir merkezine taksi ile ulaşmanın bedeli 45 Euro’dur. Pazarlık imkanı yoktur. Taksimetresiz gitmiyorlar.
Brüksel Charleroi Havaalanı
Tren: Charleroi Güney tren istasyonuna terminalin dışından kalkan ve 18 dakikalık bir mesafe yol kat eden havaalanı ekspres ile ilgili noktaya ulaşırsınız. Bileti istasyondan satın alabilirsiniz. Havaalanı’ndan şehir merkezi seyahat süresi ortalama 1 saattir.
Otobüs: Havalimanı’ndan şehire geçerken en sık kullanılan yöntemdir. Sık seferleri ile hızlı ve ucuz bir yoldur. Otobüs biletini önceden rezerve etmek mümkündür. İki tane otobüs seçeneği var. İlki ile 45 dakikada Brüksel Midi İstasyonlarına ulaşılabilir. Bu noktalardan şehir merkezine ulaşım oldukça kolaydır. Bileti 1 numaralı kontuardan ya da otobüste alabilirsiniz. Tek yön bilet bedeli 13 Euro, gidiş – dönüş 22 Euro.
Şehir İçi Ulaşım
Toplu taşıma araçlarında kullanmak üzere aldığınız bileti geçerli hale getirmeniz gerekmektedir. Otobüs, tramvay içerisinde ve metro platformlarında bulunan turuncu makineden biletinizi geçerli hale getirebilirsiniz. Biletinizi aldıktan sonra aktif hale getirmez ve seyahat etmeye devam ederseniz kaçak durumuna düşersiniz 60 Euro civarı bir cezası var. Önemli bir detaydır.
Metro : Metro istasyonları Belçikalı sanatçılar tarafından tasarlanmıştır. Her 10 – 15 dakikada bir sefer vardır. Üç tane metro hattı vardır. 1A hattı Roi Baudouin’den Herrmann-Debroux’e; 1B hattı Erasme’den Stockel’e; 2 numaralı hat ise Simonis – Delacroix arasında hizmet veriyor. Stockholm’de de görmüştüm böyle değişik istasyonları. Gerçekten şehrin dinamizmini olumlu etkileyen bir şey metro istasyonlarının tasarımları.
Tramvay & Otobüs: Sarı renkli tramvayların durakları ise kırmızı ve beyaz işaretler ile gösterilmekte. Otobüs ya da tramvayı durdurmak için durakta işaret vermeniz gerekmektedir.
Brüksel Gezilecek Yerler
Brüksel gezilecek yerler konusunda diğer Avrupa şehirleri kadar zengin olmasa da yine de görülmesi gezilmesi gereken bir şehir. Brüksel, ortaçağ’da koruyucu bir duvarla çevriliymiş ve geçişler yedi kapıdan yapılmaktaymış. Duvarların arkasındaki alan 3 km’ye 2 km ve dar sokakların oluşturduğu ağ, kentin en yüksek noktasını gösteren Coudenberg Sarayı ile birlikte gelişmiş.
Grand Place
Dünyada bazı meydanlar vardır ki, ne kadar harika olduğunu duymuş olmanız bir şey ifade etmez, çünkü hiçbir şey onları görmenin yerini tutamaz. İşte Grand Place bu meydanlardan birisi. Neredeyse karşı konulamaz güzelliğie sahip olan meydanın taş işçiliğindeki maharet saygı uyandırır. Her yol Roma’ya çıkar misali Brükselde’de her yol 15. yüzyıldan kalma Grand Place’a çıkar. Bu tarih kokan binalar şuan müze, belediye binası hatta hediyeliş eşya dükkanı olarak kullanılıyor. Yazın burada çiçek pazarı kuruluyor, akşam konserler düzenleniyor. 15-18 Ağustos tarihleri arasında kutlanan Çiçek Halısı Festivali zamanında etraf çiçek bahçesine dönüyor.
Meydan, gece gündüz her zaman kalabalık. Günümüzde konser ve sosyal, kültürel organizasyonlar için kullanılmakta. Civarında birçok otel, restoran, kafe ve bar seçeneği mevcuttur. Burada yer alan restoranların büyük kısmı Türk ve Yunan kökenli.
Manneken- Pis
Grand Place Meydanı’ndan bir kaç yüz metre ötede Rue de I’etuve’de yer alan ve tarihi 16. yüzyıla dayanan İşeyen Çocuk Çeşmesi. 1619 yılında Jerome Duquesnoy tarafından yapılmış. Kentin simgesi denilebilir. İlginç bir detay ise, bira festivali olduğu dönemde çeşmeden su değil bira akıyor. İşeyen Çocuk Heykeli’nin bir de gardırobu vardır. Dünyanın çeşitli yerlerinden hediye gelen yaklaşık 800 kıyafetle oluşturulan bu gardırobun en ilgi çekici parçası Santa Claus kıyafetidir. Özel günlerde bu koleksiyondan kıyafetler heykele giydirilir. Ayrıca kimi kutlamalarda Manneken Pis’den Belçika birası akıtılır ve insanlara dağıtılır.
Atomium
Atomium, Brüksel’de bulunan şehrin sembollerinden olan ikonik yapıdır. 1958 yılında Dünya Fuarı için inşa edilen yapı Andre Waterkey tarafından tasarlanmıştır. Bir demir kristalinin 165 milyar kez büyütülmüş halinin tasvir edildiği bu şekil tüm dünyadaki en modern eserler arasında bulunmaktadır.
Hotel De Ville
Grand Place Meydanı’nda yer alan binaların en görkemlisi olan gotik yapı sanıldığının aksine Belediye Binası aslında. Kulesi sayesinde şehhirde yönünüzü kolayca bulmanızı sağlıyor. 1695 senesinde Fransız bombalamasında şehride ayakta kalan tek yapı.
Mini Europe
Brüksel’de ufak bir Avrupa turu yapma şansı sunan açık hava gezisi destinasyonu. İstanbul’da yer alan Minia Türk’e benziyor. Parkta yer alan minyatürler, 1:25 ölçüsünde küçültülmüş durumdadır.
Cinquantenaire
Belçika altın jübilesine ulaştığında II. Leopold ulusal gurur için bir anıtla bunu kutlamak ister. Bahçedeki müze ve galeriyi iki kanatta yerleştirmek için büyük kordon boyunu, resmi bahçeleri ve tören kemerini planlayan mimar Gedeon Bordiau’yu yardım etmesi için askere alır. Ancak proje aksar ve kutlamalara yetişmez. Bugün Cinquantenaire’de üç müze bulunur. Merode İstasyonuna metroyla ulaşım kolaydır. “Parc du Cinquantenaire” “ellinci yıldönümü” anlamına gelmektedir ve Belçika’nın özgürlüğün 50. yılı anısına yapılmıştır. Park, 30.000 hektarlık bir alan üzerine 1880 yılında kurulmuştur. Görmenizi tavsiye ettiğim keyifli noktalardan birisi kesinlikle.
Place Royal
Brüksel’de bulunan kraliyet ailesine ait resmi saray. Çok da ihtişamlı bir yapı. Kraliyet Ailesi’ne ait olsa da son dönemde bu amaçla kullanılmıyor. Kraliyet ailesi nerede peki diye sorarsanız, Kraliyet Ailesi günümüzde Brüksel merkezine uzak bir noktada olan Laeken Kalesi’nde yaşamakta. Royal Palace iki ayrı kısım şeklinde inşa edilmiştir. Coudenberg Manastırı olarak inşa edilen bölümden sonra iki kısım birleştirilmiş ve Royal Palace oluşturulmuştur. Belçika Kraliyet Sarayı içerisinde Belçika tarihinin sergilendiği Musee Belvue ziyaret edilebilir.
Basilique Nationale du Sacre-Coeur
Basilique Nationale de Sacre – Coeur, Brüksel’de bulunan ünlü bir bazilikadır. İki kulesi ve kubbesi ile mimari açıdan dikkat çeken bazilikanın yapımına 1905 yılında başlansa bile inşası ancak 1970 yılında tamamlanmıştır. Brüksel yerlilerinin çok önemsediği güzel bir yapı gerçekten.
Brüksel Kahve Noktaları
Brüksel kahve noktaları en az şehir kadar keyifli ve güzel yerlerdir. Benim fikrim gördüğünüz her destinasyon sonrasında bir yer de oturun ve kahvenizi yudumlayın.
OR Espresso Bar
Kendi halinde küçük bir cafe. Kahveleri ve ortamı gayet keyifli ve leziz. Camekana doğru oturursanız caddeyi izleyerek Brüksel ritmine kaptırabilirsiniz kendiniz. Take away imkanı da mevcut.
JAT’
Ferah ve geniş. Üniversite kantinlerini andıran bir görüntüsü var. Arkadaş grubuyla gittiyseniz tam sohbetlik. Kahvaltı için gidebilirsiniz. Gezginler olarak gününüzü planlamak için güzel bir ortam. Kahvenin kalitesini de dükkana girince kokudan anlarsınız.
Aksum Coffee House
Mimarisine hayran kaldığım bir cafe. Nedense büyük şehirin arka sokaklarında gibi hissettim kendimi. Karaköy havası aldım sanki. Kahveniz yanında çok lezzetli meyveli keklerden alabilirsiniz.
Parlor Coffee
Tercih edilesi bir kahvaltı mekanı. Brüksel’in en zengin çeşitli brunch mekanlarından birisi. Personel de baya ilgiliydi.
My Little Cup
Çikolata sevenleri böyle alalım. Muffin’den çikolatalı pastalarına, sıcak çikolatasına her konuda başarılılar. Kahveleri de gayet leziz. Kendileri üretiyorlar. Kahvaltı içinde tercih edilesi güzel bir mekan. Fiyatları da uygundu baya.
Café du Sablon
Paris’in pastahaneleri meşhur derler ya hani. Öyle bir havası var. Tüm kahve türleri başarılı neredeyse. Ayrıca yanına havuçlu kek alarak keyfinizi taçlandırabilirsiniz.
L’Atelier En Ville
Eğer yazın Brüksel’e yolculuk yaptıysanız, buranın bahçesinde bir şeyler içmeden dönmemelisiniz. Çok şey kaçırırsınız. Sadece kahve değil, atıştırmalık bir çok leziz ürünleri de var.
L’Estaminet
Bu dükkan sanırım ilk kurulduğunda neyse hala da o. O yüzden de insanın hoşuna gidiyor. Nostaljik bir havası var. Kullandıkları tezgah vs her şey hala eski. Arka bahçesinde veya ön girişte oturabileceğiniz güzel masaları var. Caddenin ritmine dalarak, dinlenebilir, kahvenizi içebilirsiniz.