Laleleri, kanalları ve ılımlı insanlarıyla dolu bir şehir.
Amsterdam Gezi Rehberi
- Nüfus : 779.808
- Dil : Flemenkçe
- Para Birimi : Euro
- Saat Farkı : Türkiye saatinden 1 saat geridedir.
- Vize : Schengen
Amsterdam Konsolosluk Bilgileri
consulate.amsterdam@mfa.gov.tr
Amsterdam Hollanda’nın başkentidir. Ancak ülke hükümetin ve meclisin bulunduğu Lahey’den yönetilir.
12. yüzyılda Amstel ırmağının kıyısında bir balıkçı köyü olarak kurulan şehir, bugün Hollanda’nın kişi sayısı bakımından en büyük, kültürel ve parasal yönden de en önemli kentidir. Kentte 2005 sayımına göre 742.209 kişi yaşasa da, bu sayı çevresiyle birlikte 1,5 milyonu bulur.
Adı, ilk kurulduğu zamanlarda Amstel ırmağının üzerine kurulan su bendi (“dam”) olan Amstelredamme’ın zamanla Amsterdam olmasından gelir.
Özellikle, Dam Meydanı çok ünlüdür ve dünyanın birçok yerinden ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Amsterdam, çoğunlukla 17. yüzyıldan kalma yapılarıyla, Avrupa’daki en köklü kent dokularından birini barındırır. Kentin eski bölümü iç içe geçmiş ay biçimindeki kanallardan oluşur. Bu kanalların iki yakasındaki tarihî evlerin bir bölümü bugün ev, geri kalanı ise, kamu ya da özel işyeri olarak kullanılır.
Hollanda’nın birçok yerinde olduğu gibi, Amsterdam’da da kanallar bataklık olan bölgede öncelikle suları denetim altına almak için kazılmıştır. Bunun yanı sıra savunma ile ulaşım için de kullanılmıştır. Bazı kanalların üzerinde tekne evler bulunur. Bunlar genellikle eski tekneler ya da baştan ev olarak tasarlanmış teknelerdir. İlk olarak 60’lı 70’li yıllardaki konut sıkıntısının sonucu olarak ortaya çıkan tekne evler, bugünlerde yalnızca zorunluluktan değil, daha çok bir yaşam tarzı yeğlemesi olarak öne çıkmaktadır.
Amsterdam Ulaşım Hakkında
Türkiye’den Ulaşım
İstanbul’dan Amsterdam’a Pegasus ve Türk Hava Yolları ile 3,5 saatlik yolculuk sonrası ulaşabilirsin.
Amsterdam Schipol Havalimanı- Şehir Merkezi Ulaşımı
Tren: Schiphol Havalimanı tren istasyonu havalimanının hemen altında bulunmaktadır. Buradan bineceğiniz tren ile Amsterdam Merkez İstasyonuna 25 dakika sürecek yolculukla ulaşabilirsiniz. Tren biletini istasyondaki gişelerden ya da otomatlardan satın alabilirsiniz. Kredi kartı ile bilet alırım diye düşünmeyin. Bu otomatlarda kredi kartı geçerli değildir. Bilet fiyatları tek yön için 3.90 Euro, aynı gün içerisinde gidiş – dönüş için 7.80 Euro’dur. Tren seferleri saatte yaklaşık 5 tren şeklindedir. Gün içinde 01:00 – 05:00 arasında gece tren seferleri de vardır.
Otobüs: Amsterdam Schiphol Havalimani – Amsterdam şehir merkezi arasında uygun fiyatlı ulaşım sağlamak istiyorsanız otobüsleri de tercih edebilirsiniz. 30 dakikalık bir yolculuk ile şehrin merkezine ulaşabilirsiniz. 197 numaralı otobüs ile 2.38 Euro karşılığında Leidseplein’e gidebilirsiniz. Bu otobüs her 15 dakikada bir sefer yapmaktadır. Gece saatlerinde otobüs kullanacaksanız ücreti 4 Euro’dur. Otobüs seferleri havalimanı önünden yapılmaktadır ve otobüs bileti şoförden satın alınabilir.
Taksi: Havalimanının hemen dışında taksi bulunabilir. Şehir merkezine taksi ile ulaşım varılacak noktaya göre yaklaşık 20 – 40 Euro’ya mal olmaktadır. Taksi ücretini kredi kartıyla da ödeyebilirsiniz.
Şehir içi Ulaşım
Metro: Amsterdam’da dört tane metro hattı bulunmaktadır. Metronun bir kısmı yer üstünden ilerlemektedir.
2015 yılında bitirilmek üzere yeni bir metro hattı inşa edilmektedir. Bu hat kuzey – güney yönünde hizmet vermek üzere planlanmıştır. Günümüzde mevcut olan metro hatları genellikle şehir dışına yakın yerlere gitmektedir.
Tramvay: Amsterdam’da sıklıkla tercih edilen şehir içi ulaşım yollarından biri tramvaydır. 16 tane tramvay yolu bulunmaktadır. 1, 2, 4, 5, 9, 13, 16, 17, 24 ve 26 numaralı tramvay hatları Merkez İstasyon’dan başlar ve yine burada biter.
Taksi: Taksimetre açılış ücreti 7.5 Euro, kilometre ücreti 2.2 Euro ya da bir mil ücreti 3.55 Euro’dir. 25 kilometreden sonra kilometre ücreti 1.75 Euro, 50 kilometreden sonra kilometre ücreti 1.45 Euro’dur.
Bisiklet: Amsterdam şehir içi ulaşım için en ideal yollardan biri şehrin sembollerinden olan bisiklettir. Şehirde 500.000’den fazla bisiklet bulunmaktadır. Bir çok bisiklet kiralayan firma hizmet veriyor. Günlük 14 Euro gibi rakamlara bisiklet kiralayabilirsiniz.
Amsterdam Gezilecek Yerler
Amsterdam Gezilecek Yerler
Vondelpark
New York için Central Park neyse, Amsterdam için de Vondelpark aynı anlamı taşır. Nerede mangal yapılabileceği ve nerede köpek gezdirebileceği gibi durumlara dair gitgide artan kısıtlamalara rağmen her yıl güneşlenmek, piknik yapmak, koşmak, futbol oynamak,paten kaymak veya köpek dolaştırmak isteyen milyonlarca insan buraya akın eder. Park şehrin güneyine giden bisikletçilerin de güzergahıdır. Yaz aylarında açık hava tiyatroları da yapılmaktadır. 1865 yılında tasarlanmış Vondelpark her sene 10 milyon ziyaretçi kabul eder.
Heineken Tecrübesi
Dünyanın en meşhur bira markalarından birinin hikayesi, 1864 yılında Gerrard Adrian Heineken, Nieuwezijds Voorburgwal’daki Hooiberg bira fabrikasını satın aldığında başlamıştır. Üç yıl sonra Heineken bugün dört kata yayılmış olan Heineken’in yer aldığı büyük, tuğla bira fabrikasını kurdu. Yaklaşık 2 saat sürecek bira fabrikası turunuzda mayalama işleminden Heineken filmi izlemeye kadar bir çok aktivite var. Ayrıca ücretsiz iki bira ikramları vardır. İsterseniz isminizin yazılı olduğu ürünler de hazırlatabilirsiniz. Giriş ücreti 20 Euro. Ama değer kesinlikle.
Rijksmuseum
Rijksmuseum, 17. yüzyıl Hollanda sanatına adanmış en geniş koleksiyonun yanı sıra Ortaçağ’dan günümüze uzanan ilgi çekici eserlerin de sergilendiği Hollanda Ulusal Müzesi’dir. Kral Louis Napoleon tarafından 1808 yılında Dam Meydanı’ndaki Kraliyet Sarayı’nda kurulan müze, 1885 yılında Vondelpark’a taşınmıştır. Aynı zamanda Amsterdam’ın merkez tren istasyonu olan Amsterdam Centraal’in de tasarımcısı olan P. J. H. Cuypers tarafından tasarlanan ana bina on yıllık yenileme çalışmalarının ardından 2013 yılında kapılarını ziyaretçilerine tekrar açmıştır. Rijksmuseum günümüzde sahip olduğu 8000’den fazla eserle dünyanın en büyük Felemenk sanat koleksiyonuna sahiptir. Hollanda’nın tartışmasız en ünlü müzesi olan Rijksmuseum, aralarında Rembrandt’ın 20 kadar tablosunun yanı sıra Steen, Hals, Vermeer ve diğer önde gelen ressamların eserlerinin bulunduğu 17. yüzyıl Hollanda resminin en kapsamlı koleksiyonlarını içermektedir. Müzede ayrıca Hollanda sanatının 20. yüzyıl öncesindeki tüm dönemlere ait olağanüstü bir resim koleksiyonu da bulunmaktadır. Giriş ücreti 14 Euro.
Van Gogh Müzesi
Van Gogh Müzesi, Amsterdam başta olmak üzere dünyanın en önemli müzelerinden biridir. Şehrin en çok ziyaretçi çeken müzelerinden olan Van Gogh Müzesi, De Stijl mimarlarından Gerrit Rietveld’in planına dayanılarak inşa edilmiş ve 1973 yılında ziyarete açılmıştır. Dünyanın en kapsamlı Van Gogh (1853-1890) koleksiyonu, sanatçının kardeşi Theo tarafından düzenlenmiş olup bu müzede sergilenmektedir. Müzede; Van Gogh’un 200’den fazla resmi, 500’den fazla çizimi, çoğu kardeşi Theo’ya yazılmış yüzlerce mektubu, Japon baskıları ve tümü kalıcı olarak sergilenmese de, çağdaş sanatçıların resimleri sergilenir. Giriş ücreti 14 Euro.
Çiçek Pazarı
Şehirdeki en ilgin. yerlerden birisi Bloemenmarkt olarak da bilinen çiçek pazarı. Avrupa’nın en büyük çiçek ihracatçılarından biri olan Hollanda’da sabah kesilen çiçekler öğleden sonra kıtanın büyük şehirlerinde satışa sunuluyor. Çiçek Pazarı’nın hemen yanında şehrin gece hayatının hareketli noktalarından biri olan ve adını ünlü ressam Rembrandt’dan alan meydan bulunuyor. Çoğu ziyaretçi lalenin anavatanının Hollanda olmadığını öğrendiğinde hayrete düşer. Oysa laleler ülkeye 400 yıl kadar önce, yani 1590’larda Türkiye’den getirilmiş ve dünyanın en yetenekli bahçıvanları olan Hollandalılar da kısa bir süre sonra laleyi benimseyerek, zengin erbapların zevkine hitap edecek yeni türler üretebilmek için birbiriyle yarışmışlar. Bahar aylarında görsel şölen haline gelir Hollanda. Senede 1,7 milyar lale üretimi yapılmaktadır.
Dam Meydanı
Amsterdam’ın ana meydanı, şehrin ilk yerleşim günlerinde Amstel üzerine yapılan kazıklı yol ile ortaya çıkmış. Meydanın doğu ucunda 1956 yılında II. Dünya Savaşı’nda ölenlerin anısına dikilmiş National Monument bulunur. Popüler bir buluşma noktası da denilebilir. Bir zamanlar balık pazarı olan Dam Meydanı, 17. yüzyılda buradaki belediye sarayı ve yakınındaki borsa sayesinde, Amsterdam’ın siyasi ve ticari yaşamının merkezi haline gelmiştir. Meydan günümüzde halen şehrin en önemli yerlerinden biri olup hem gün boyu hem yerli halkın hem de turistlerin yoğun ilgi gösterdiği yerler arasında yer alır. Özellikle yaz aylarında meydanda kurulan lunapark genç yaşlı birçok gezginin keyifli anlar yaşamasını sağlayan güzel bir etkinliktir. Meydan çevresinde çeşitli kafe, restoran, otel ve hediyelik eşya alışverişi yapabileceğiniz mağazalar yer alır. Dam Meydanı çevresinde şehrin birçok önemli yapısı yer almaktadır. Koninklijk Paleis (Kraliyet Sarayı), Nieuwe Kerk, Ulusal Anıt, Madame Tussauds Müzesi, Damrak Caddesi, De Bijenkorf, Kalverstraat ve NH Grand Hotel Krasnapolsky bu bölgede yer alan en önemli yerlerdir.
Amsterdam Kanalları
Amsterdam kurulduğundan bu yana , kanallar şehrin temel özelliklerinden biridir. Amsterdam, Venedik’ten daha fazla kanala ve 1281 köprüye sahip. Sudan ya da sokak hizasından izlendiğinde kanalların cazibesi, üzerinden geçen köprüler ve iki yanlarında sıralanan evlerin güzelliği ile pekişiyor. Amsterdam’ı ağustos ayında ziayret edenler, her yıl düzenlenen Kanal Festivali’ni yakalama imkanı bulabilirler. Bu 10 gün süren festivalde, içlerinde salların ve kanal kıyısı evler de dahil olmak üzere eşitli mekanlarda caz, opera ve tiyatro dahil farklı müzik gösterileri yer alır. Dilediğiniz yerde inip binebileceğiniz Canal Bus günlük, 24 ve 48 saatlik biletler satıyor.
Anne Frank’ın Evi
Anne Frank adıyla tanınan Annelies Marie Frank’in uzun uzadıya tanıtılmaya ihtiyacı yok aslında. Zira genç kızın, 70’den fazla dile tercüme edilmiş olan günlüğü, dünyada en çok okunan kitaplar arasında yer almakta. II. Dünya Savaşı’nda, Nazi işgali sırasında, babası Otto , annesi Edith, kız kardeşi Margot ve dört alie dostuyla birlikte saklandığı yer, Amsterdam’ın en popüler adreslerinden biridir. Çekilebilir bir kitaplığın arkasından ulaşılan dar, gizli odaları ziyaret etmek, hayatınıznı en çarpıcı deneyimlerinden biri olacaktır. Sergi alanında 12 Temmuz 1942’de babasının Anne’e hediye etmiş olduğu kırmızı yeşil kareli günlüğün orijinal sayfalarını görebilirsiniz.Yılda bir milyondan fala ziyaretçisiyle Anne Frank Müzesi, Amsterdam’ın en popüler 3 müzesinden birisidir.
Red Light Bölgesi
Dünyanın bu ünlü kırmızı ışıklı bölgesine girdiğiniz an, kırmızı ışıklarla aydınlatılmış vitrinleri göreceksiniz. Bölgenin ana caddesi Oudezijdl Achterburgwal’e ulaştığınızda, bu tür vitrinler etrafında seks dükkanları, seks kulüpleri ve barlar da göreceksiniz. Turistlerle dolu olan bu alanda gündüz ve ya gece dolaşmak oldukça güvenlidir. Fakat gene de eşyalarınıza göz kulak olmanız da fayda var tabi. Bölgede yer alan erotic museum, seks ve erotizmin tarihini gözler önüne serer. Red Light District’te müşteri bekleyen hayat kadınları küçük apartmanlarının camlarında çıplak ya da çeşitli kostümler ile oturarak müşterilerini beklerler. Bölgede fotoğraf ve video çekimi kesinlikle yasaktır. Özellikle müşteri bekleyen kadınların görüntülerini çekerseniz tatsız hadiseler ile karşılaşabilirsiniz. Bu nedenle dikkatli olmanızda fayda var. Bununla birlikte Kırmızı Fener Mahallesi’nde birçok uyuşturucu satıcısına rastlayabilirsiniz. Eğer birisi sizin yanınıza yaklaşırsa panik yapmanıza gerek yok, kibarca ilgilenmediğinizi söylemeniz yeterli. Buarada sokakta fotoğraf çekmeyin. Küfrü yersiniz. Çalışan kadınların sadece %5’i Hollanda’da doğmuş. 380 adet oda var aşağı yukarı. Hayat kadınlarının odalara ödedikleri ücret ise 40 ile 100 Euro arasında değişiyor.
Amsterdam Müzesi
Görsel olarak ilgi çekici ve düşündürücü olan Amsterdam Müzesi, Hollanda’nın ufak bir balıkçı kasabasından günümüz metropoline gelişen başkentinin tarihini yeniden canlandırır. Müzenin şehrin eski yetimhanesiin 17. yüzyıl binalarında yer alması sergiyi daha da etkili kılar. Şehrin kalıcı koleksiyonunun yanı sıra, ıl boyunca yapılan geçici sergilerin odakları Hollanda Altın Çağı’ndan, milli futbolcu Johan Cruyff’a kadar değişir. Eski bir labirantimsi yetimhanenin içindeki sergi, Amsterdam’ın çok yönlü evriminin hikayesini anlatır.
De Waag
Kuleleriyle bir peri masalı şatosunu andıran De Waag, adı 17. yüzyılda pazar yeri olarak kullanılmış olmasına ithafen Nieuwmarkt adı verilmiş meydana hakimdir. Bina, 1456 yılında, surlarla çevirili Ortaçağ kenti Sint Antoniespoort’un kapısıydı. Şehrin ayakta kalan en laik yapısı, 500 yıllık tarihi boyunca şehir kapısı, belediye binası ve itfaiye olarak kullanılmıştır. Günümüzde teknoloji odaklı Waag-Society, ikinci katta düzenli olarak etkinlikler ve sergiler düzenlemektedir.
Madame Tussauds
Dünyaca ünlü balmumu müzesi olan Madame Tussauds Müzesi’nin Amsterdam şubesi kentin merkezi konumunda olan Dam Meydanı’nın hemen yanındaki Peek & Cloppenburg Binası’nda yer almaktadır. Marie Tussaud, 1761 – 1850 yılları arasında yaşamış Fransız doğumlu bir hizmetçidir. Yaptığı mum masklar ile özellikle ünlü kişilerin gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlaması ile hayatı değişmiştir. Londra’da öldüğünde 400 kadar çalışması vardır ve ilk Madame Tussauds Müzesi Londra’da açılıp sonrasında tüm dünyaya yayılmıştır. Bu ünlü müze zincirinin en güzel örneklerinden biri de Amsterdam’ın merkezinde yer almaktadır. Giriş ücreti ziyaret saati ve internetten almanıza göre 12 ile 22 Euro arasında değişmektedir.
Amsterdam Çevrede Gidilecek Yerler
Bana kızmayın.. Ama Amsterdam’ın kasabaları şehrinden daha güzel..
Amsterdam Kasabaları
Hollanda şehirleri arasında çok fazla yeşil ve sonunu göremediğin dümdüz çiftlikler var. Bu çiftliklerin arkalarında ise çok güzel sahil kasabaları var. Volendam başta olmak üzere Marken, Edam, Broek in Waterland ve Monnickendam kasabaları Amsterdam çevresini de görmek isteyenler için önde gelen cazibe merkezlerinden. Hollanda’nın orta çağ ruhunu ve güzellik yarışmasında birbirine rakip olmuş gibi yanyana dizilen evlerini en güzel burada gözlemleyebilirsiniz. Bu sokaklarda gezerken Hollanda’nın kozmopolit şehri Amsterdam’ın yarım saat uzaklığında bulunan bu kasabalarda Hollanda’nın öz tarihine tanık etmiş gibi hissediyorum desem yeridir.
Kasabaların biraz detayına inelim mi ne dersin ?
Volendam
Aracımızı parkettikten sonra sahile doğru giderken birbirne bakan evlerin olduğu dar sokakta koşmak istedim. Hemen Volendam sahiline kavuşmak istedim. Hemen görmeliyim hissi uyandırdı bende burası. Volendam bu bölgede bulunan en turistik kasaba. Nüfusunun büyük kısmını yaşlı insanlar oluşturuyor. Deniz kenarındaki çiçekle süslenmiş şirin büyük evleri olan ve marinaya bakan bir zengin balıkçı kasabası Volendam. Sahil kordonu sıra sıra cafeler, publarla dolu. Bu publar o kadar konsept duruyor ki, hangisine girsen aklın diğerinde kalabilir. Acaba ona da mı girsem diye düşünebilirsin.
Edam
Eski bir liman kenti Edam. Peynir üretimi Edam’ın varlık sebebi desem yeridir. Küçük ama keyifle yürünecek bir kasaba diyebilirim. Volendam gibi süslü evleri ve nehir kenarında yürüyebileceğin yürüyüş parkurları var.
Marken
Avrupa’da hep aynıdır ya hani. Kilisenin bulunduğu meydan ve çevreleyen küçük evleri. Marken’e Volendam üzerinden botlarla ulaşabilirsin. Burada ne müze, ne de görebileceğin tarihi bir değer var. Buranın esprisi, Hollanda’nın kasaba hayatına tanık olman. Local hayatını tüm detaylarıyla gözlemleyebileceğin bir bölge.
Monnickendam
Edam’a çok benzettim. Varlık sebebi peynir üretimi olan bölgelerden biri. Evler ise yine birbirinden güzel ve şık.
Broek İn Waterland
İlk tespitim zengin bir kasaba kesinlikle. Bu kasabanın meşhuru yeşili sanırım. Ufak kanallar ve dar sokaklarla bibirine bağlı bir kasaba.
Nasıl gidilir ? Amsterdam Centraal Station’dan kalkan otobüslerle 1 günde 10 euro’ya tüm kasabalara indi bindi yaparak gezebilirsiniz. Kendi aracınızla da Amsterdam’a 20 dk mesafede ki bu kasabalar ulaşabilirsiniz.
Zaanse Schans
Dillere destan güzellik veya saklı cennet derler ya öyle bir yer Zaanse Schans. 17. Yüzyıla dayanan ve hala çalışan eski tip üzeri yel değirmeni altları ise tarihi evleri ile Hollanda’ya bambaşka bir hava katan kasaba. Çok yel değirmeni gördük Hollanda’da ama buradaki atmosfere rastlamak mümkün değil. 17. Ve 18. Yüzyıllarda yaklaşık 600 yel değirmeni varmış fakat şuan aktif çalışan yel değirmeni sayısı 10. Her bir değirmen farklı bir amaca hizmet edilmesi için kurulmuş. Bunlardan en ünlüsü ise De Cat. De Cat, tamamı ile aktif bir boya yel değirmeni. Rüzgar istenilen seviyede olduğunda, tonlar ağırlığındaki granit kayayı ezebilecek ve renklendirici ile bir araya getirebilecek güçte bir değirmenmiş.
Gezdikçe kanal kenarlarında süslü eski evleri ve değirmenlerin büyüsüne kapılıyoruz. Keyifli bir bölge olduğu muhakkak. Bu evlerden bazıları devlet tarafından korumaya alınmış. Müze, Market gibi görevlerde kullanılıyor. Evler arasında gezerken ufak çiftliklere de denk geliyoruz. Hani bazen tablolarda görürsün ya arkada yel değirmeni önünde yemyeşil bir bahçe otlayan bi inek veya keçi.. Heh onlar burada işte. Amsterdam’a uğradıysan burayı es geçme derim.
Nasıl Gidilir ?
Amsterdam’dan Zaanse’a otobüs veya tren ile ulaşım sağlanabiliyor. Amsterdam Centraal İstasyonu’ndan kalkan tren ile 20 dakikada Koog-Zaandijk’de olabilirsiniz ve sonrasında 15 dakikalık yürüyüş ile Zaanse Schans’a ulaşmak mümkün. Otobüs ile de gidiş dönüş 10 euro’ya Amsterdam Centraal İstasyonu’na yürüdükten sonra duraktan 391 veya 891 nolu otobüse binerek 40 dakika sonra Zaanse Schans’a ulaşabilirsiniz. Kendi aracınızla gitmek isterseniz de Alkmaar- Zaandam yolu güzergahını takip ederek 15 dakikada ulaşabilirsiniz.
Amsterdam Yemek Noktaları
Amsterdam Yemek Noktaları
Cafe Americaın
Hem göze, hem de damağa hitap eden bu Amterdam American Hotel’in içindeki popüler cafe, orijinal art nouveau dekoru ve nefis deniz ürünleri ile ünlüdür.
Puri Mas
Pilav masası ve diğer Endonezya yemekleri, bu doğu Hindistan restoranının en iyilerindendir. Ayrıca menüde glütensiz, helal ve vejetaryen yemekler de bulunur.
D’jijff Vlieghen
Restoran birbirine koridorlarla bağlı beş evden oluşuyor. Çağdaş Hollanda mutfağının güzel örneklerini servisin biraz yavaş olduğu bu mekanda deneyebilirsiniz.
La Rive
Şehrin en güzel hotellerinin birinin içinde, nehir manzaralı mükemmel bir restoran. Fransız ve Akdeniz mutfaklarından hazırlanan lezzetli menü gelenleri mutlu ediyor. Yazın terasını tavsiye ederim.
Noorderlicht
Eski bir tersanede yer alan yaratıcı bir dizayn ve uygun fiyatlı yemekler. Merkez İstasyonu’nun arkasından kalkan ücretsiz tekneyle gidebilirsiniz.
Christophe
Ünlü şef Jean Christophe Royer Fransız mutfağıyla Akdeniz mutfağına harmanlayıp Afrika esintilerini de üzerine ilave etmiş. Ortaya çıkan yemekler ise adeta birsanat eseri gibi, lezzetler olağanüstü. İşini iyi yapan personel, çiçeklerle renklendirilmiş kanal kenarındaki bu restoranı daha da özel kılıyor.
Pllek
Gerçekten çok başarılı bir ortam. Ben çok beğendim. Grup olarak geziyorsanız ona uygun masalarda var. Mümkünse öğle yemeğine gelin derim.
Louie Louie
Bira patates gibi bir düşünceniz varsa öneririm. Lezzetli ve uygun bir nokta.
Sir Hummus
Vejeteryan olan arkadaşları Amsterdam’da buraya alabilirz.. Gayet güzel keyifli de bir restoran. Vejeteryan olduğunu anlamazsın burada 🙂
Cannibale Royale
Amsterdam’ın en güzel etlerini burada yiyebilrsiniz diyen 3 kişi ile konuştum. Gerçekten de dedikleri kadar var. Gayet lezzetli ve zengin bir menü var. Fiyatları da üzmez.
Radijs
Bira patates için ideal mekanlardan birisi. Ortamı da gayet hoş.
Amsterdam Kahve Noktaları
Amsterdam Kahve Noktaları
Back To Black
Ambiyansı etkileyici tam da Amsterdam’a uygun bir cafe. Ayrıca elmalı pastasını denemelisiniz. Kahveniz yanında iyi gidecektir.
Bocca
Güzel bir take away noktası. Diğer Amsterdam cafelerine göre konsepti daha zayıf. Ama tatmin edici bir kahvesi var. Dükkana girince kokudan anlıyorsun zaten durumu.
Berry
Bir çok Amsterdam’lının favori mekanı. Konseptini bende çok beğendim. Kahveleri yanında alabileceğin kekleri çok lezzetli.
Caffenation
Evinde kahve içiyormuş algısı yaratabilir dikkat ! Kahveni içtikten sonra uyumak isteyebilirsin. Çok keyifli bir retro ortamı var.
Latei
Blog sayfamda da bol bol bahsetmiştim kendilerinden. Her şeyin satılık olduğu ve adisyona eklenebildiği güzel bir kahve dükkanı. Kahvaltı servisleri de var. Merkezi bir noktada rahatlıkla bulunabilir.
Greenwoods Singel
Kahvaltı öğünü için güzel bir tercih olabilir. Omlet veya kahvaltı tabağı gibi hizmetleri var. Ayrıca kahveleri de yine çok çok lezzetli. Ortamı da keyifli. Gürültüden uzak iyi bir nokta.
Two for Joy Coffee Roasters
Küçük ama güzel dekore edilmiş bir mekan daha. Amsterdam bunun gibi kahve dükkanlarıyla dolu keyifli bir şehir zaten. Bitki çayları ve güzel kahveleri var. Take away olarak da düşünebilirsiniz.
Anne & Max
Anne eli değmiş gibi bir espri yapsam ? 🙂 Gerçekten lezzetli ürünleri var kahveleri de gayet başarılı. Personelin ilgi alakası da gayet sıcak. Önerilir.
Amsterdam Festivalleri
Ekim – Amsterdam Dans Yarışması
Kasım – Uluslararası Film Festivali
Kasım- Kenevir Kupası
Mart- Amsterdam Koşusu
Mart – Jam in the Dam
Haziran – Hollanda Festivali
Haziran – Amsterdam Roots Festivali
Temmuz – Keti Koti Festivali
Ağustos – Gracenfestival
Haziran – Vondelpark Openluchtteater
Aralık – Işık Festivali
AmsterdamAlışveriş Noktaları
Amsterdam Alışveriş Noktaları
De Negen Straatjes (9 sokaklar): Prinsengracht ile Singel’e kadarki kanallar arasında kalan bölgede pek çok butik, tasarım dükkanı, antikacılar, restoran ve barlar, galeriler bulabilirsiniz.
Bloemenmarkt (Çiçek Pazarı): Amsterdam Çiçek Pazarı ya da orjinal ismiyle Bloemenmarkt 1862 yılında kurulmuş ve günümüze kadar devam eden dünyada eşine çok fazla rastlayamayacağınız bir çiçek pazarıdır. 1862′den beri kurulan Amsterdam’ın dünyaca ünlü çiçek pazarıdır. Pazardan: Bahçe dekorasyon ürünleri, lala soğanları, çeşitli yerel bitkiler alabilirsiniz.
Bijenkorf: Amsterdam’ın kalbi olan Dam Meydanı üzerinde yer alan De Bijenkorf şehrin en önemli alışveriş merkezidir. Bijenkorf içinde birbirinden lüks markalara ait yüzlerce çeşitte ürün bulunuyor.
Bonneterie: Dam Meydanı’na 10 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan Bonneterie şehrin en eski alışveriş merkezlerinden biridir. Alışveriş merkezi içinde bir çok lüks markaya ait ürünler satılıyor. Adres: Rokin 140-142, alışveriş merkezine Kalverstraat 183′ten de giriş bulunuyor.
Kalverton: Amsterdam’ın en ünlü caddesi olan Kalverstraat üzerinde bulunan, şehrin en büyük alışveriş merkezlerinden olan Kalverton’da; H&M, Diesel, Levis, Mango, Marlboro Classics, Nike ve Timberland gibi ünlü markalar yer alıyor.
Magna Plaza: Dam Meydanı’nın hemen arkasında yer alan Magna Plaza şehirdeki bir diğer alışveriş merkezi. İlk 3 katında dünyaca ünlü markalara ait kıyafetlerin olduğu alışveriş merkezinde bir de İtalyan restoranı bulunuyor.
Yukarıdakiler dışında mobilya ve dekoratif eşyaların satıldığı Metz&Co (Adres: Leidsestraat 34/36), Hollanda’nın en büyük zincir mağazası olan V&D (Adres: Rokin 203) de şehirde yer alan diğer alışveriş merkezlerindendir.