Tallinn’i araştırırken Olde Hansa adında bir restorana rastladım. Normalde çok fazla restoran kültürü olan bir gezgin olmasam da bir merak ettim açıkcası. Orta Çağ’dan izler taşıması vs ilgimi çekti oldukça. Artık kafaya koyulmuştu. Oraya gidilecekti !

Ve Tallinn’e geldiğimde ilk gördüğüm yerlerden birisi oldu Olde Hanse. Old Town sınırları içerisinde tüm heybetiyle ben buradayım diyen belediye binasının hemen arkasında yer alan 3 katlı bir han burası. Kapıdan girişin itibariyle farkını hissedersin, sanki o kapıdan içeriye girince sene artık 2017 değil de, Orta Çağ’da olağan bir gün dersin kendi kendine. 🙂

Peki bu restoranda dikkatimi çeken detaylar nedir ?

  • Çok loş bir ortam ve ortamı masalara konan mum ışıkları aydınlatıyor sadece.
  • Çalışanlar inanılmaz güleryüzlü ve geleneksel kıyafetlerle servis veriyorlar.
  • Mekan 3 katlı. Alt katlar düşündüğünün aksine daha aydınlık. Fakat üst katlar ince uzun masalar ile harika gözüküyordu.
  • Pahalı mı ? Tallinn’in fiyat ortalamasının üzerinde bir restoran evet !
  • Ne yiyebiliriz ? Geyik, Kuzu ve Ayı eti var. Ben cüret edemedim ama ayı eti aklımda kaldı valla. Geyikle yetindik efendim.
  • Girişinde ufak bir shop var. Sabun, kadeh veya kendi yaptıkları bizim un helvasına benzer tatlıları var. Bunları hediyelik alabilirsiniz.
  • Yazın dış mekanı da var. Fakat burayı akşam tercih etmenizi ve içeride yemenizi öneririm. Amaç ambiyansı yaşamak sonuçta.
  • Bu mekanın hemen yanında III.Draakon adında başka bir Orta Çağ restoranı var. Orası da tercih edilebilir.
  • Sunumlar çok başarılı. Testi ile çorba geliyor. Porselen neredeyse yok.

Mekanda en ilginç gelen şey ise, Mehter Marşı çalmasıydı. Bir ara inanamadım. Hatta çalışanlara anlamını biliyor musunuz ? diye sorasım geldi gerçekten 🙂

Yorumlar