Burası Karatepe, Yıldıztepe, Türbetepe, Gazitepe, Mangaldağı, Duatepe ve Sakarya Ovası… Burası Mehmet çavuşun, Onbaşı Ali’nin, Teğmen Abdullah’ın, Binbaşı Nazım’ın ve onbinlerce kahramanın canını vatan uğruna verdiği yer… Küllerinden yeniden doğan bir ulusun kanla imzasını attığı, bir ulusun tam bağımsızlık bedelini kanla ödediği, İngiliz emperyalizmi ve Yunan zulmüne tek vücut olup direndiği büyük bir savaşın ve direnişin verildiği yerdir. Burası vatan uğruna, istiklal uğruna, analarımızın kağnı arabalarıyla cephane taşıdığı yerdir. Burası bir halkın ulus olma uyanışının, birleşmesinin, ayağa kalkıp destanlaşmasının yaşandığı topraklardır. Burası tarihin yeniden yazıldığı, İlkleriyle her zaman kalplerdeki yerini alan şehirdir. Burası bağımsızlık mücadelesine ilk el veren halkın yaşadığı şehir Eskişehir’dir. Burası Eskişehir’in Kurtuluş Müzesidir. Müzenin girişinde bu yazı vardı..
Eskişehir’de Odunpazarı evleri arasında gezerken geçen sene açıldığını bildiğim fakat yeni ziyaret etme şansı bulduğum taze taze yepyeni bir müzeye gittim. Vatan duygusunu ve vatan millet sakarya hissiyatını iliklerime kadar hissedeceğimi düşündüğüm bu müzeyi ilk olarak Ayhan Sicimoğlu’nun anlatmasıyla duydum. Ve soluğu müze kapısında aldım. Gelin biraz bahsedeyim sizlere de.
Müze Mestanoğlu Halil Konağında konumlanmış. Odunpazarı evlerine geldikten sonra 5 dakika yürüme mesafesinde.
Müzeye ilk giriş yaptığımda çocukların da düşünüldüğünü gördüm ve mutlu oldum. Dokunmaktik kiokslar ile çocuklar Kurtuluş Savaşı hikayesini buradan öğrenebiliyor. Bir müzenin çağa uygun hazırlanması ne kadar önemli değil mi ? Üst kata çıktığımda ise 4 5 adet oda var. Her odada farklı bir kurgu bekledi beni. Bir oda starteji odasıydı. İsmet İnönü, Fahrettin Altay ve bir mehmetçik balmumu heykelinin bulunduğu odada Kurtuluş Savaşı stratejilerini animasyon oynatan bir masa üzerinden takip etme fırsatım oldu. Yunan işgalinin nasıl bastırıldığı ve Yunanların nasıl denize döküldüğü ile ilgili bir çok detayı bu ekrandan bir kez daha hatırlayabilir, öğrenebilirsin.
Müzede çok fazla döneme ait gazete örneği de var. 1918 ile 1921 arasındaki yıllarda değişen gazetelerin örneklerini burada okuyabilir ve kendini bir zaman tüneli yolculuğunda 1919 yıllarında hissedebilirsin. Zaten müzenin asıl amacı o dönemde yaşadığın hissi vermek ve empati yeteneğini geliştirmek. Müzeden çıktığımda bu durumun gayet başarıldığını gördüm. Kendimi bir zaman yolculuğundan çıkmış gibi hissettim.
Üst katta bir de 10 dakikalık bir belgesel gösterim odası var. 4 duvarın 3’ünün kullanıldığı ve görüntü aktarıldığı odada kum dolu torbaların üzerine oturuyor ve savaşın akışını izliyorsun. Yunanlıların ve İngilizlerlerin nasıl bastırıldığı ile ilgili güzel bir gösterim. Vaktiniz olursa izlemenizi öneririm.
Müze pazartesi hariç haftaiçi 10.00-17.00 arasında, haftasonu ise 09.30 ile 18.00 arasında ziyaretçilerine açıktır. Müze ücreti ise tam 3 TL, öğrenci 2 TL.
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e teşekkür ve saygılarımla..