Öncelikle Adana güneydoğu ili değil diyerek hızlı bir giriş yapayım 🙂 Efendim Adana son dönemde lezzet mekanlarıyla sürekli gelişen bir yer. Her gittiğimde ekibimde “Adana merkez, patlıyor herkes” , “burası güneşe ateş adenlerin memleketi” yorumlarına maruz kalsam da güzel şehirsin be Adana. Hikayen bol bir kere.. Hadi bir göz atalım mı ?
Adana Ulaşımı Hakkında
Adana’da en sevdiğim mesele Şakirpaşa Havalimanı’nın şehrin içinde olması. Taksi ile 20 TL ödeyerek istediğiniz yere gidebilirsiniz. Yok derseniz ise 135, 159, 250 ve 252 no’lu otobüslerle de şehir merkezine ulaşmak mümkün.
Adana’da Gezilecek Yerler
Saat Kulesi: Adana’da 2 tane saat kulesi ve büyük ve küçük. Büyük olan hemen Ziyapaşa Parkı yanında yer alıyor. Küçük olan ise kumbaradan bir saat parkı yani pek önemli değil. Sadece randevulaşırken kullanılan bir saat kulesi. Büyük olan ise hemen Kazancılar’da yer alan 32 metre yükseklikte Türkiye’nin en büyük saat kulesi. 1881 yılında yapılmış !
Ziyapaşa Parkı : Meşhur Adana Valisi nasıl unutulur ki. Hikayesi de pek buruktur.
Ziya Paşa, insanların vefasızlığından, kaypaklığından rahatsız idi. Derdini içine attı. Onun zamanında yaşanmış bir olayı anlatırlar: “Adanalılar, yağmur yağmadığı için kuraklıktan şikayetçi olurlar. Başlarında sarıklı hoca olduğu halde Taşköprü’nün yanı başında Seyhan nehri kıyısında Allah”a dua etmeye başlarlar. Bu durumun farkına varan Ziya Paşa halkın yanına kadar gelir: “Niçin dua ediyorsunuz. Allah size fazlasıyla su vermiş. Irmak yanı başınızdan akıyor. Irmağın sularını tarlalara aktaralım. Set bent ve baraj yapalım” der. Paşanın bu düşüncesi önemli bir gerçeği yansıtmaktadır. İnsan aklı ve teknoloji ile birlikte Çukurova’nın içinden akan Seyhan nehri üzerine yapılacak bir baraj ile nehir sularının tarıma faydalı bir hale getirilmesini teklif etmiştir. Ziya Paşa, bir gün Hükümet Binası penceresinden bakar ki Taşköprü tarafında, ırmağın orta yerindeki kayalıklar üzerinde Adanalı hamallar peynir ile uzun sararmış salatalığı, ekmek ile birlikte iştahla yemektedirler. Onların o haline bakar ve hayran olur. “Hasta bir vali olmaktansa şu karşıdaki hamal olmayı tercih ederdim” der. Ziya Paşa, Adana”da kaldığı süre içinde verem hastalığından rahatsızdır. 17 Mayıs 1880 tarihinde vefat etti. Cesedini Ulu caminin bahçesine koydular. Adana mal müdürü Seyyid Hasan Rıza’nın yardımlarıyla mezar kitabesi yaptırıldı. Taş köprü’den geçen insanlardan vergi alınıyor. Zam yapılmış. Vali adına bu komisyon para verilince. Halk şikayet etmiş. Padişahımın, hazretleri, Adana’ya bir vali geldi adı Ziya paşa. Görev yaparken, halka zulum yapıyor, para istiyor. Ama kendisi konakta avrat oynatıyor. Sürün onu lütfen. Müfettişler ise, ziya paşa çok güzel şeyler yapmak istemiş. Bu vali suçlu değil. Avrat oynatıyor. Hayır bir konakta tiyatro oynatıyor. Ziya paşa bu sırada ölmüş. Üzüntüsünden.. Bir skakta dilenci ve polisleri çok görürseniz o şehride huzur yoktur. Bunun adı da demokrasidir. Osmanlı tarihinde, cumhuriyet felsefesini ilk savunan insanlardan birisidir Ziyapaşa.
Kazancılar Çarşısı : Yine Ziyapaşa Parkı ve Saat Kulesi ile aynı konumda yer alan bir çarşı Kazancılar. 24 saat aktif bir yer burası. Sabah 05.00 ciğer yemeye gelenler, gece 02.00 kebap yemeye gelenler. Yani anlayacağınız 24 saat yenilen bir yer. Ha sadece kebapçı değil tabi bir sürü esnaf grubu var ama yine de kebapçıların yeri ayrı yahu.
Adana Etnografya Müzesi : Eski bir kilise olan ve 1924’ten beri müze olarak kullanılan bir yer. Müzede Çukurova sakinlerine ait eşyalar, yaşam kültürlerine dair detaylar sergileniyor.
Adana Merkez Parkı : Adana’nın hemen merkezinde Taşköprü ve Sabancı Camii manzaralı yemyeşil bir alan. Hava şartları da müsaitse 2 yeme noktası arasında yeşille buluşma mekanı diyelim buraya. Bir nevi Adana Belediyesi’nin yahu çok yediyseniz oturun şu yeşilde az demesi gibi bir şey aslında. Şaka bir yana şehrin en güzel parkı gerçekten.
Adana Sinema Müzesi : Adana’ya son 3 gidişimde de kapalıydı burası. Ne zaman açılıyor bilmiyorum ama siz denk gelirseniz ziyaret edin bana da anlatın. Bu konuda kızgınım 🙂
Taşköprü : Eski Taşköprü fotoğraflarını görünce nereden nereye diyorsun. Eskiden köprünün iki tarafında da kapı varmış. Bu kapılardan vergi alınırmış. Bu vergiler ise köprüden geçen yükün ağırlığına göre vs değişirmiş. Günümüzde ise köprünün gözlerinin bir kısmının yok olduğunu görüyoruz. Yine de gündüz ve akşam baya keyif veren varlığı yeter yahu dediğiniz cinsten tarihi bir köprü. Bu arada bu köprünün dünyanın en eski köprülerinden biri olduğu söyleniyor.
“Adania denilen bir şehirle savaştım. Önünden bir nehir akıyordu. Nehrin üzerinde de bir köprü vardı.”
Bazı arkeologlara göre, Hitit Kralı I. Arnuwanda, M.Ö. 1550’ye tarihlenen bir kitabede Adania ile savaşını anlatırken Taşköprü’den böyle bahsetmiş. Hititlere dayanan bir başka rivayete göre ise Kral Hattusili Suriye’ye giderken Adana’dan geçmiş ve Seyhan Nehri üzerine bu köprüyü yaptırmış.
Adana Köprü Başı
Adana köprü başı
Otur saraya karşı
Gel beraber gezelim
Dosta düşmana karşı
Vur çapayı çapayı
Vur kazmayı kazmayı
Kız başına bağlamış
Oyalı da ipek yazmayı
Varda Köprüsü : Alman köprüsü diye bilinen “Varda Köprüsü” tarihi eser niteliği ile beraber aynı zamanda bir mühendislik harikası. Alman köprüsü; kargir köprü türünden. Dört ana ayak üzerinde kurulu, 172 metre uzunluğunda olan köprünün, orta ayak yüksekliği 99 metre. Köprünün ayakları çelik mesnet türünde olup, dış kaplaması taş örme tekniği ile yapılmış. Alman köprüsünün yapımına 1907 yılında başlanmış ve demir yolu köprüsü inşaatı 1912 yılında bitirilmiş. Köprü ayaklarında bakımlarının yapılabilmesi için dört ayağın içerisinde ayrı ayrı bakım merdivenleri mevcut. Yapımı 5 yıl süren tarihi köprünün inşatı sırasında 21 işçi ve bir alman mühendis ölmüş.
Bağdat Tren Hattı’nın bu zorlu aşamasını, yıllar süren çalışma sonucu başarıyla tamamlayan Almanlar, bu çalışmalar kapsamında keskin bir vadinin iki ucunu birbirine bağlayarak ulaşımı daha kolay hale getirmek için 200 metre uzunluk ve 99 metre yüksekliğiyle abidevi bir görünüme sahip Varda Köprüsü’nü de inşa etmişler.
Alman köprüsü civarında bugün araç ulaşımı için kullanılan arka arkaya iki tünel ve bugün kullanılmayan köprü ayakları da bulunur. Varda Köprüsü’nün inşasından önce geçiş için kullanılan ancak “U” şeklindeki formu nedeniyle bir trenin geçişinde yüksek risk oluşturan bu eski yol, vadinin direkt olarak geçilmesine imkan sağlayan Alman köprüsünün inşaatı tamamlandıktan sonra kullanımdan kaldırılmış.
Seyhan Baraj Gölü : Baraj gölleri bu bölgelerin en büyük değeri. Deniz havası veriyor sakinlerine. Bu sebeple keyifli mekanlar ve göl manzaralı lezzetler deneyimlemek için Seyhan Baraj Gölüne gitmenizi öneririm.
Gülek Kalesi : Gülek öncelikle Mersine’e bağlı. Fakat Adana’ya da yakın olması sebebiyle hemen tarifi vereyim. Biraz aldatmaca da olsa Gülek Kalesine çıkarak bu pozları verebilirsiniz. Bu arada, kaleye 3 km kala patika bir yoldan gidiyorsunuz. ( binek araç çıkar ) aracı parkettikten sonra da 500 metre yürüyorsunuz. Sonrasında mis gibi poz veriyorsunuz. Ee tabi biraz turistik olmuş. Bir fotoğrafçı 20 TL’ye isterseniz fotoğraflarınızı çekiyor. Size de mail yoluyla gönderiyor. Hatıradır işte.
Adana’da Nerede Ne Yenir ?
Kebap
- İştah Kebap
- Özasmaaltı Kebap
- Onbaşılar Kebap
- Yeşilçam Meyhanesi
- Ciğerci Kel Mahmut
- Doğan Kaymaklı
- Hamburgerci Mükerrem
- Kaburgacı Cahit
Tatlı
- Yıldızoğlu Künefe
- Olcak Künefe
- BiTepsi Tatlıcısı
Börek
- İzol Börek
- YF Kardeşler
- Börekçi Rıza
Az Bir şey içelim mola verelim
- Kazım Büfe ( ayaküstü muzlu süt mekanı )
- Botta Bloom ( Şık kahve mekanı )
- Storie Store ( Şık kahve mekanı )
- Lokal Adana ( Akşam için baya iyi )
Adana’da Nerede Konaklamalı ?
Adana’ya geldiğimde Ramada Adana’yı tercih ettim. Bir kere çok merkezi olması tercih sebebiyken bir diğer mesele ise Ramada kalitesi ve personelin ilgisiydi. Ayrıca kahvaltısı da öyle zengin ki, Adana mutfağıyla rakip olmaya çalışıyor gibiydi gerçekten.