Avrupa’da nedense kimsenin önceliklerinden değil burası. Ama en az Prag, Budapeşte, Gent kadar önemli şirin bir merkez.. Size biraz Slovenya’nın kalbini anlatayım gelin..

Ljubljana

Nüfus : 274,826

Dil : Slovence

Para Birimi : Euro

Saat Farkı : Türkiye saatinden 1 saat geridedir.

Vize : Schengen

 

Slovence Başlıca Kelimeler

dobro jutro=günaydın
dober den=iyi günler
dober vecer=iyi akşamlar
lahko noc269;=iyi geceler
na svidenje, zbogom=hoşçakal
zdravo, zivijo = merhaba
srecno=iyi şanslar
oprostite, prosim=özür dilerim
hvala=teşekkürler
hvala lepa=çok teşekkür ederim

 

Ljubljana Konsolosluk Bilgileri

Adres: LIVARSKA 4 1000 LJUBLJANA REPUBLIC OF SLOVENIA
Telefon: 00 386-1 236 41 50 00 386-1 236 41 51
Faks: 00 386-1 436 52 40
vrturcije@siol.net
http://www.turkish-embassy.si
Görev Bölgesi: Slovenya

 

Şehrin isminin kökeninin ne olduğu konusunda karara varılamamıştır. Bazı tarihçiler ismini, “Laburus” denilen antik Slav şehrinden aldığına inanırlar. Diğerleri ise kelimenin kasabadaki bir selden sonra Latince “Aluvina”dan geldiğini düşünür. Sonuç olarak bazıları kökeninin Slav sözcüğü olan Luba (sevilen) olduğunu var saymaktadırlar. Şehrin Almanca ismi Laibach’tır. Bilinen Yunan efsanesine göre, kahraman Jason (Latince “Yason” olarak telaffuz edilir) ve Argonotlar Colchis’teki altın postu bulduktan sonra, Ege Denizi’ne dönmek yerine Tuna Nehri’nde yol alarak kuzey yönüne varmışlardır. Giderek, Tuna’nın bir kolu olan Sava’nın etrafından Lublianika ırmağının kaynağına varmışlardır. Gemilerini batıdaki evlerine dönmek için Adriyatik Denizi’ne taşımış, karaya çıkmışlardır. Argonotlar, günümüz şehirleri Vrhnika ve Ljubljana arasında, bataklıkla çevrili bir göl bulmuşlardır. Burası Jason’un bir canavarı devirdiği yerdir. Bu canavar, şehrin arması ve bayrağı üzerinde bulunan ejderhadır. Çok kanatlı ejderhalar Ejderha Köprüsü’nü süsler. 1900 ve 1901 yılları arasında yapılan bu köprü, Zaninoviç’in çalışmasıdır. Ejderha, ayrıca yüzyıllar boyunca Slovenya’nın ruhani merkezi olan yakın Avusturya kenti Klagenfurtun’un sembolüdür.

 

Ljubljana Ulaşım Hakkında

Türkiye’den Ulaşım

İstanbul’dan Ljubljana’ya, Türk Hava Yolları ile 2 saatlik yolculuk sonrası ulaşabilirsin.

Havalimanı- Şehir Merkezi Ulaşımı

Avrupa’da havalimanlarından şehir merkezlerine tren veya metro olur genelde. Fakat Ljubljana küçük bir şehir olduğu için böyle bir yatırım olayına girmemişler haklı olarak. Bu sebeple iki seçeneğiniz var. Bunlardan birisi taksi. Taksi ile şehir merkezine 45 Euro’ya ulaşabilirsiniz. 20 dakikalık mesafe için fiyat biraz yüksek açıkcası evet. Biz 5 arkadaş yaptığımız seyahatte havalimanı çıkış kapısının hemen karşısında olan shuttle’ları tercih ettik kişi başı 9 Euro’ya 5 kişi seyahat etme fırsatımız oldu. Şehir merkezine ulaşımda diğer seçenek ise, otobüs. Otobüslerin sefer saatleri şu şekilde,

Ljubljana Merkezi -Havalimanı

pazartesi-cuma
5.20, 6.10, 7.10, 8.10, 9.10, 10.10, 11.10, 12.10, 13.10, 14.10, 15.10, 16.10, 17.10, 18.10, 19.10, 20.10.
Cumartesi-pazar- tatil günleri
6.10, 9.10, 11.10, 13.10, 15.10, 17.10, 19.10.

Havalimanı-Ljubljana Merkezi
pazartesi-cuma
5.00, 6.05, 7.00, 8.00, 9.00, 10.00, 11.00, 12.00, 13.00, 14.00, 15.00, 16.00, 17.00, 18.00, 19.00, 20.00.
Cumartesi-pazar- tatil günleri
7.00, 10.00, 12.00, 14.00, 16.00, 18.00, 20.00.

Şehir merkezinde ise herhangi bir araca ihtiyacınız olmadan yürüyerek veya bisiklet kiralayarak gezebilirsiniz.Buraya kadar gelmişken, Bled Gölü’nü görmeden dönmemek de olmaz elbette. Biz Sixt Rent a Car’dan 55 Euro’ya 1 günlük Volkswagen Touran kiraladık. Aldığınız aracın modeline göre fiyatlar 45 ile 80 Euro arasında oynuyor. Fakat şehirde benzin istasyonu gerçekten çok az. Bu sebeple, havalimanı yoluna girmeden önce ilk gördüğünüz benzin istasyonuna girin derim yoksa bizim gibi havalimanına kadar benzin istasyonu görmediğiniz için full bırakmanız gereken aracı yarım depo teslim eder  yakıt + 60 Euro cezaya girersiniz. Aman !

Ljubljana Gezilecek Yerler

Ljubjana Castle

Ljubjana Kalesi tahmin edildiği üzere şehrin tepe noktasında Ljubjana fotoğraflarında gördüğünüz nokta. Şehri 360 görebileceğiniz ve Ljubjana’da mutlaka görülecek yerler arasında ilk sırada olan kaleye finiküler ile tek yön 2,2 gidiş dönüş ise 4 Euro’ya çıkabiliyorsunuz. Bize kalırsa, tek yön çıkıp sonrasında kendinizi merdivene vurmak mantıklı. Ufak bir trekking sonrası şehir merkezine inmiş oluyorsunuz 5 dakikada. Kalede, kukla müzesi, ziyaret edebilceğiniz zindanlar, seyir terası ve kale tarihi ile ilgili 5 dakikalık bir belgesel odası bulunuyor. Burada da kalenin yapımından, icraatlerine kadar bir çok bilgi edinebilirsiniz. Kale ile ilgili bir diğer detay ise, son derece modern olması. kalenin surlarına cam yapılmış. cam arkasından şehire bakıyorsun. Ayrıca en az 3 tane kale içindeki ulaşımı sağlayan asansör gördüm. Restoranın şarap mahzeni vs ise cabası. Açık konuşmak gerekirse, Ljubljana Kalesi biraz fazla modern. Tarihi dokulardan uzak geldi bana. Şehir merkezinden yukarıya baktığımda gördüğüm o tarihi silületi içeride bulamadım. Bu sebeple biraz şaşırdım. Ama yinede bu benim fikrim elbette. Girip görmek lazım.

Tivoli Park

Bizde çok nadir olsa da, Avrupa’da bir çok şehirde koca koca parklar vardır. Amsterdam’da Vondelpark, Londra’da Hyde Park gibi Ljubjana’da da Tivoli Park var. Kışın yürüyüş ve spor yapmak için tercih ediliyor, yazın ise durum bir an festival havasına bürünüyor. Çimlerde oturup piknik yapanlardan, kendi kendilerine karaoke yapanlara kadar bir çok eğlenceli ortama rastlayabilirsiniz. Fotoğraf tutkunları için de bir o kadar özel bir nokta. Ljubljanalılar buraya daha çok yürüyüşe ve köpeklerini gezdirmek için geliyorlar. Son derece dinlendirici ve eminim yazın cıvıl cıvıl olan büyük bir park. Parkta ayrıca bir kaç tane mola verebileceğiniz cafe bulunuyor.

Preseren Meydanı

Şehrin en önemli meydanı. İsmini Slovenya’nın ünlü şairlerinden France Preseren’den almış. Meydan, şehir nüfusuyla da alakalı olarak son derece sakin. Fakat Ljubljanalıların buluşma noktası. Meydanda ayrıca pemre rengiyle öne çıkan Franciscan Kilisesi de bulunuyor. Kış aylarında pek boş olsa da, yaz aylarında sokak sanatçılarıyla biraz daha eğlenceli bir hal alıyor meydan. Şehri geziyorsan mutlaka buraya yolun defalarca düşecek. Bu sebeple tarif vermeyeceğim 🙂

Triple Bridge

Şehrin en enteresan noktası gerçekten belki de. Adından da anlayacağınız üzere, üçlü köprü demek efendim. Üç köprünün birleşmesiyle oluşmuş enteresan bir mimarı. Temeli de baya eski. 1280’lere kadar uzanıyor. Köprü Ljubljanaca Nehri üzerinde bulunuyor. 2002’ye kadar trafiğe açık olsa da, günümüzde sadece yayalar tarafından kullanılıyor. Köprünün mimari J.Plecnic üçlü olmasını şöyle anlatmış zamanında, ” öyle bir köprü yapacağım ki, herkesin koruma alanı olacak. Sağ ve solunda özel tek yön yürüme yolları, ortasında ise araçlarımızın geçeceği bir yol.”

Dragon Bridge

Ejderha, Dragon vs  Avrupa kültüründe çok nadir gördüğümüz bir obje. Ljublana’da ise gerçekten bir şehrin bir simgesi. Prag’da Charles Bridge’de veya Floransa’da Davut Heykeline dokunduğunuzda tekrar o şehire geleceğinize inanılırmış ya hani, Ljubjana’da da durum aynı. Dragon’a dokunanın yolu tekrar buraya düşermiş.

Slovenia National Gallery

Slovenyalı sanatçıların eserlerinin bulunduğu bir nokta. 12.yüzyıldan 20.yüzyıla kadar ki periyottan bir çok nadide eseri görebilir, şaşırabilirsiniz. Slovenyalıların gurur duyduğu ve çok önemsediği bir müzesi. Doğru mu bilinmez. Kaldığımız otelde resepsiyondaki arkadaş, Slovenyalılar ayda bir kere gitmeye çalışır. Unutmak istemez orayı dedi. Girişi : 7 Euro.

Cooperative Bank 

Avusturya’da Viyana’da vs çok fazla böyle bina görürdüm. Binaları öyle farklı yapıyorlar ki, tablo sanırsın. Bu bina da öyle.Karı koca mimar olan Vurnik ailesi tarafından tasarlanmış bir bina. İçini hanımefendi Helena, dışını ise Ivan yapmış. Kocası kıyamamış hanım üşümesin diye içeriyi ona vermiş diye centilmence bir fikir olmuş olabilir mi ? olabilir. Dış cephe Slovenya bayrağının izlerini simetrik olarak yansıtıyor. İçi ise çam ağaçlarının izlerini taşıyor. Triple Bridge’nın çaprazında çok yakın bir noktada. Önerilir efendim. Fotoğraf çekmek, hatıra edinmek için güzel bir nokta.

Metelkova

Ljubljana’da çok enteresan bir noktaydı gerçekten. O kadar tarihi binaların arkasında böyle bir bölge bulacağımı inan hiç beklemezdim. Hikayesi ise başlı başına bir roman olur. Metelkova’nın böyle bol grafitili olduğuna vs bakmayın. Burası geçmişte askeri bir kışla. Bölge 1991 yılına kadar Yugoslavya askeri kontrolünde kışla olarak kullanılıyordu. Fakat 1991’de Slovenya’nın bağımsızlığını ilan etmesi ile birlikte bu askerler buradan çekiliyor. Mesele ise bundan sonra başlıyor. 1991 yılında terkedilen bu alana dönem hükümeti dokunmayınca, 200 kadar Sloven genç bölgeyi ele geçiriyor. Bu 200 kişi tamamen anarşist bir grup vs değil, şehrin tanınmış aktivistleri, sanatçılarından ve onlara destek verenlerden oluşuyor. Bölgeyi ele geçirdikten sonra burayı özgürce kullanacaklarını ve kimseye zarar vermeyeceklerini iletiyorlar hükümete. Bu durum Sloven Devleti tarafından hoş karşılanmasa da, fikirlere saygı nedeniyle kabul ediliyor ve günümüe kadar geliyor. Ürkütücü gelebilir biraz fakat gündüzünü fotoğraflamak için, akşamını ise bir bira içmek için tercih edebilirsiniz. Burayı araştırırken, Ljubljana Belediye Başkanı’nın şöyle bir ifadesini okudum. Burası Ljubljana’nın kültür merkezi. Geçmişi.

Bled Gölü

Slovenya’da Ljubljana bahanemiz oldu aslında. Asıl görmek istediğimiz yerdi Bled. Dünya nüfusunda gezen kaç kişi var diye bir hesaba girsek, bu insanların bir çoğunun uğradığı veya merak ettiği yerlerden birisi Bled Gölü. Lljubljana’ya 54 km mesafede Triglav Milli Parkı’na gitmek için ister araba kiralayabilir, hatta bizim gibi Hallstatt rotasını da ekleyebilir veya Ljubljana’dan saat başı kalkan otobüslerle 7 Euro karşılığında bu güzelliğe seyahat edebilirsiniz.

Bohinj Gölü

Bled’e geldin, gezdin tozdun yedin içtin başka ne yapsak diye düşünüyorsan 25 km ileride Bohinj Gölünü de ziyaret edebilirsin. Bu bölgeyi güzellik yarışması gibi düşün kimine göre Bled kimine göre Bohinj güzel. Finalde ise kazanan belli. Slovenya’nın doğası gerçekten çok güzel..

Skojfa Loka

Ljubljana’dan 21 kilometre ötede 40 dakikada otobüsle de gidebileceğiniz ortaçağ kasabasıdır. Güzel manzaraları, nehir kenarı evleri yanında daracık yollardan Slovenya kırsalının havasını koklayarak, ulaşılan bu kasabada yarım gün geçirilebilir.

Izola

 Küçük bir eski Venedik limanına sahip tipik bir balıkçı kasabasıdır. Kıyısında ve rüzgarlı tarihi sokaklarında kısa bir yürüyüşü hak eder. Sizi yormaz, huzurlu bir kafe veya restoranlarında dinlendirir. Gregorciceva Caddesindeki Besenghi binası eniyi tarihi yapısıdır.

Pop’s Burger

Nehir kenarında, Trible Bridge’e 50 metre mesafede konumlanmış bir burger dükkanı. Uzun zamandır böylesine güzel hamburger yememiştim gerçekten iyi oldu. Şehrin en iyisi olarak aldığımız tavsiye ile gittik ve gerçekten bizlerde test ettik onayladık efendim. Yiyebilirsiniz hatta patatesle şımartabilirsiniz de kendinizi ! serbest ! Pop’s Original, California Classic, The Boss bizim en beğendiğimiz üç burger. Ayrıca patatesleri de gayet lezizdi. Fiyatlar ise hamburger başı 8,90 Euro. Özetle bir öğünü yaklaşık 12 Euro’ya getirebilirsiniz yemesi içmesiyle. Hamburgerci deyip tanış derim..

Verace

Ljubljana’nın en güzel pizza noktası. Hamuru kalın, lezzeti güzeldir. Önerilir. Ljubjanalılar’dan aldığımız tavsiye doğrultusunda burayı önerdiler.

Compa

Baya baya lezzetli bir et restoranı. Türkiye’de ki Nusr-et gibi düşünebiliriz. Koca koca steaklar geliyor. Yumuşacık bir eti ve yanında güzel salataları var. Açıkcası yenilebilecek en iyi etlerdendi. Nasıl yapmışlar bilmiyorum ama dibimiz düştü. Önerilir efendim. Fiyatlar da ortalama.

Čajna Hiša Pod Velbom

Ljubljana’da çok beğendim ve bir o kadar da gönülden tavsiye edebileceğim bir kahve noktası. Aslında kahveci olarak geçiyor, fakat çayları da bir o kadar güzeldi. Mekana girdiğiniz gibi kokusundan anlıyorsunuz durumu zaten. Çikolatalı kekleri ve sandviçleriyle de güzel atıştırmalıklar sunuyor misafirlerine. Bence Ljublajan turunuzda bir mola verin derim.

Cafetino

Gitmeden önce Ljublajan’dan biriyle konuşurken buraya mutlaka uğramamı istedi. Yerlisi burayı benimsemiş, severlermiş. Bizim Karaköy, Beşiktaş kahvecileri gibi buradan kahvesini alır işine gücüne gidermiş Ljublajanalılar.

Nebotičnik

Tivoli Park ile kale arasında şehri 360 görebileceğiniz en az Ljubljana Kalesi kadar iddaalı bir teras. 11 katlı bu binanın ilk 8 katı apartman daireleri en üst 3 katı ise restoran olarak faaliyette. 3 Katlı terasın herbiri ayrı konsept. 9.Katta yemek yiyebileceğin şık bir restoran, 10.katta terası da bulunan cafe bar. 11.katta ise, şık bir lounge var. Fiyatlar fena değil. Özellikle güneşli bir günde Ljubljana kalesine karşı bir şeyler içebilirsiniz. Keyifli yaz sohbetleri için ideal bir mekan.

Tam Tam

Evimde gibi hissettim kendimi bir an. Dedim burası orası tamam. Salon gibi bir ortamda şömine başında kahveni içebilir, şehirde keşfedebileceğin yeni noktalar için plan yapabilirsin. Güzel bir mola noktası. Önerilir efendim.

Yorumlar