- Portekiz’in başkenti Lizbon
- Sömürgeler kurmuş bir ülke.
- Toprak bakımından oldukça küçük.
- %94 hristiyan katolik din mensubudur.
- Dünyaya hristiyan katolik yayan ülkelerin başında geliyor.
- 2002 yılında euro’ya geçmiştir.
- Türk nüfusu cok az
- Birbirinden habersiz 2 ülke. portekiz türkce sözlükj bile yok.
- Dünyanın en zengin ülkesi olmuşlar keşifler sayesinde.
- Tek komşusu İspanya.
- Kaşifler Anıtı 1960 yılında 50 metre yüksekliğinde. Dias, Vasco da Gama, Macellan gibi. Denizciler buradan başlamışlar. Ümit burnunu geçmişler ve coğrafi keşifler yapmışlar. Rahip, denizcii yazarlar, güneye bakıyor cunku umıt burnuna bakıyor. Denizci Henry. Güneş ve yıldızlarla enlem boylam ölçülüyor. Güneşin tam öğle zamanı çubuğun gölgesinden kuzey veya yarım güneyde olduklarını anlıyorlar. Dünya böyle keşfediliyor.
- 15.yüzyılda onlarca gemi ile açılmışlar.
- 1488 Dias Ümit Burnu’na ulaşan ilk denizci.
- 1498’de vasco da Gama Hindistan’ı keşfetmiş.
- 1522’de Macellan dünyayı dolaşmak için çıkmış.
- 1543 Japonaya’ya ulaşmış ve Japon kültürünü ilk keşfeden batılılar olmuş Portekizliler.
- Portekiz’in nüfusu az ama dünyada 200 milyon kişi konuşuyor. Brezilya, Angola, Makao, dilini kültürünü yaymış sömürgelere. 8 ülkede konuşuluyor. Dünyanın en çok konuşulan 6.dili. Çince, Hintçe, İspanyolca, bengal, İngilizce ardından en çok konuşulan 6.dil.
- 3000’den fazla Arapça kelime var Portekizce’de.
- 711 yılında gelmişler ve 8 asır kalmış müslümanlar. Bu yüzden Portekiz’de müslümanların etkisi çok büyük. Fakat bugünlerde o günden kalma tek bir camii vs yok.
- 25 Nisan ve Vasco Da Gama köprüleri var. 25 nisan köprüsü Golden Gate’in kardeş köprüsü aynı mimarlar yapmış.
- Belen Kulesi- Liman girişini savunma amaçlı inşaa edilmiş
- Yüksek su kemeri, lizbon‘un simgesi. şehre su gelsin diye yapılmış.
- Portekiz’de tam 850 km sahil var.
- Roca Burnu. Roca Burnu, (Portekizce: Cabo da Roca), Avrupa‘nın en batı ucu.Portekiz‘in Sintra Belediyesine bağlı bulunmakta olup, Batı Lizbon bölgesinde yer alır.
- 2,5 milyon nüfuslu yedi tepeli Lizbon’da şehir Sao Jorge Kalesiinden izleniyor.
- Hayat bize göre yavaş. İşleri ağırdan almak adettendir.
- Özgürlük Caddesi en meşhur caddesi.
- 1974’e kadar en fakir ülke gösterilmiş Avrupa’da. AB üyesi olduktan sonar durumu düzelmiş. Şimdi her yıl 12 milyon turist geliyor.
- Hoş sohbet, cana yakınlar, sima olarak da benziyorlar.
- Denizciler açılırken, 100lerce papaz da onlarla beraber gitmişler. Mozambik, filipinler, Angola’ya hep onlar götürmüşler Hristiyanlığı.
- 82 metre yapı, 22 metre heykel asansörle terasa çıkılıyor isa heykeli.
- 1900 yılında yapılmıs. Eyfel talebeleri yapmış. 1902’de bitmiş. tarihi bir asansör. 45 metre yüksekliğinde.Tepelere kurulu Lizbon‘da hayatı kolaylaştıran bir etken Santa Justa Asansörü.
- Eski binaların hepsi çinilerle süslü. Endülüs etkisi.
- 1837 Belem pastanesi. haftaiçi 5bin haftasonu 12bin satıyor.
- Katolik Hristiyanlar için önemli bölge fhatma. 115 km uzaklıkta. Katolikler için kutsal bir bölge. ismi ise endülüs müslümanlardan geliyor. 1917 yılında 3 cocuk hz.meryem gördüklerini iddaa ediyor ve haç mekanlarından biri haline geliyor.
- Latince güzel liman anlamına geliyor Lizbon.
- 1755 yılında yaşanan deprem herşeyi değiştirmiş. 270bin nüfüsun 90 bini yaşamını yitirmiş.
- 2 önemli meydan var Rosso, ve Comercial yani ticaret meydanı. Güney Amerika’dan Hindistan’dan gelen ürünler burada satılıyormuş.
- Ticaret Meydanı’nda göreceğiniz o koca kapıda Vasco Da Gama ile şehrin planını cizen Markiz’in heykelleri var.
- Jouse heykeli de ortada. Yılanları gören kuşlar heykele yaklaşmıyor. Böylece heykel temiz kalabiliyor.
- Belem Kulesin2de. en fazla 150 kişi içeride bulunuyor.
- Dünyanın sonu kabul ediliyor burası.
- Henri’nin 500. ölüm yıldönümü anısına ortada harita bulunan rüzgar gülü hediye ediliyor güney afrikalılar tarafından.
- Rossio Meydanı’nda da göreceğiniz tabanlar hep siyah beyaz. Beyazlar haçlı ordusu, siyah döşeme ise kargaları temsil ediyor. Koruyucu Azizin mezarına kargalar bekçilik edermiş oradan geliyor anlamı efendim.
- Güçlü donanma, keşifler derken bu parlak tablonun karanlık bir yüzü de oluşuyor tabii ki. Sömürgeci bir politika izleyen Portekiz 600 yıl hüküm sürerek Avrupa’daki modern imparatorlukların en uzun soluklusu olmuştur.
- Madalyonun belki de en karanlık tarafı ise; Portekiz’in ilk transatlantik köle ticareti yapan ülke olmasıdır. Batı Afrika sahillerinden kalkan ve keşiflerle büyüyen “Yeni Dünya”ya gelen gemilerin taşıdıkları maalesef Afrikalı kölelerdi.
- Bu karanlığı biraz aydınlatmak adına Portekiz’in sömürgeciliği kaldıran ilk ülke olduğunu söyleyebilirim. Portekiz; 1761 yılında, dönemin diğer sömürgeci ülkeleri İngiltere, Fransa, İspanya ve ABD’den 50 yıl önce köleliğe son vermiştir.
- Dünyanın en büyük mantar üreticisidir. Şaraplarda veya mantar panolarda gördüğümüz materyal olan mantar, doğal olarak Portekiz’de yetişen bir ağaçtan üretilmektedir ve Portekiz Dünya mantar pazarının %70’ini elinde bulundurmaktadır. Portekizde gezerken mantardan yapılmış çok çeşitli eşyalar görmeniz mümkün (çanta, ayakkabı, kemer, defter vb.).
- Avrupa’daki en uzun köprü Portekiz’de bulunmaktadır. Lizbon’daki Vasco da Gama Köprüsü 17 km’lik uzunluğuyla Avrupa’daki en uzun köprü olma özelliğini taşıyor.
- Dünya’nın en eski kitapçısı Lizbon’da bulunmaktadır. 1732 yılında kurulan kitapçı 1755 yılındaki büyük Lizbon depreminde zarar görmüştür ve 1773 yılında bugünkü yerinde yeniden açılmıştır. Lizbon’da Rua Garrett 73 (Garrett Caddesi 73 numara) adresinde Livraria Bertrand’ı bulabilirsiniz.
- Yenilenebilir enerjide dünya lideridir. 2014 yılından beri Portekiz’in kullandığı enerjinin %70’i rüzgar, su ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından
sağlanmaktaymış. Kocaman bir alkış Portekiz’e! - Portekiz’in ulusal müziği “Fado” dur. UNESCO tarafından kültür mirası olarak listelenen fado; Portekizce “kader” anlamını taşır. Genelde hayat, aşk acısı, kayıplar veya umutsuzluk konularının işlendiği sözleri pek anlamasanız da hüzünlü melodilerin dili yoktur aslında… Fado’dan da anlaşılacağı gibi biraz kaderci bir yaklaşımları da vardır Portekizlilerin. Bizim kültürümüzdeki gibi kişinin kaderden kaçamayacağı inancını taşırlar. Hatta bizim “inşallah” ile eş anlamlı “oxala” kelimesi de vardır Portekizcede.
- Siz hiç yeşil şarap gördünüz mü? Nane likörü değil, şaraptan bahsediyoruz. İşte Portekiz, dünyaca ünlü Alentejo ve Dourro kırmızı şaraplarının yanı sıra, lezzet olarak beyaz şaraba çok benzese de sofralara renk getiren yeşil şarabıyla da ünlü.
- Belki de. Ama Portekiz’in dünyaca ünlü Azulejo’ları da inanın bir o kadar güzel. Bizde sadece cami, saray gibi önemli eserler çinilerle süslenirken, Lizbon’un neredeyse tüm sokaklarının çiniyle kaplı oluşu insanı etkiliyor.
Yorumlar