Çöl ortasında labirentler arasında sokaklarda yürürken kapılardan birinin beni böylesine hoş bir mekana çıkaracağını tahmin etmezdim açıkcası. Art house adında inanılmaz bir cafe tecrübemi anlatmak istiyorum. Aslında cafe demek hafife aldıran bir söz olabilir. Bildiğin geleneksel İran evi tarzında bir dinlenme nefes alma noktası burası. İki katlı olan cafenin terasını özellikle ziyaret etmenizi öneriyorum.
Can Kurban bu Terasa
İran’da en çok duyduğum kelimelerden birisi can kurban, canım kurban cümlesiydi sanırım. Bu cafeye ben de canım kurban demek istiyorum bu yüzden. Üst katta şehirdeki tüm evlerin damlarını ve rüzgar kulelerini görebiliyorsun. Fotoğrafçılık konusunda bir ilgin varsa burayı kesinlikle es geçme zaten yoksa üzülürsün. Keyifli bir o kadar da, lezzetli bir cafe deneyimi olan Art House’da beni en etkileyen diğer konu ise çalışanalrın Türkiye’ye ve Türklere karşı olan nezaketi. Bu genel olarak İran’da zaten var ama burada Türkiye’yi seyahat eden ve yakından tanıyan işletme sahipleri de var. Kendi ülkemden konuşabileceğim bir şeyleri bulmak çok büyük keyif veriyor gerçekten.
Geldin tamam ! Kurabiye yemeden dönme !
Terasa geldin, yerleştin oturdun. Keyfini aldın. Buraya kadar her şey tamam. Bundan sonra menüden ilerleyelim. Menüde Yazd’in meşhur kurabiyelerinden veya kekinden mutlaka denemeni öneriyorum. Gerçekten yöresel bir şeyle deneyimlemek burada çok kıymetli. Menüde ayrıca yemek ve çok güzel frozenler de bulunuyor. Benim gibi kafayı yakıp sıcak bir günde gidersen, seni ferahlatacak çok fazla seçenek mevcut.
Hediyelik de var !
Burası adı üzerinde art cafe. İşletme sahiplerinin yaptığı magnet, bardak, tabak gibi bir çok sanat ürününü de buradan satın alabilir, yurda dönüşte sevdiklerine götürebilirsin. Magnetler 4 lira, bardaklar ise 8 TL civarında. Kaçırma vatandaş ! Hatıradır..
Şaka bir yana Yazd’e geldiğinizde burayı mutlaka ziyaret etmenizi öneririm..