Helsinki
Nüfus : 1.159.211
Dil : Fince ve İsveçce
Para Birimi : Euro
Saat Farkı : Türkiye ile saat farkı yoktur.
Vize : Schengen
Fince Başlıca Kelimeler
Oslo Konsolosluk Bilgileri
Puistokatu 1B A3
00140 Helsinki/ Finland
Tel : +358 9 612 26 150
Helsinki Ulaşım Hakkında
Türkiye’den Ulaşım
İstanbul’dan Helsinki’ye, Türk Hava Yolları ile 3 saatlik yolculuk sonrası ulaşabilirsin.
Helsinki Havalimanı- Şehir Merkezi Ulaşımı
Havalimanı şehire 17 km mesafede. Burada iki seçeneğin var biri 6,7 Euro ödeyerek Finnair otobüslerini tercih etmek. Bu seçenek tek veya iki kişi gittiysen ideal bir yöntem. 20 dakika arayla kalkan otobüslerle 40 dakikalık yolculuk sonrası Helsinki’ye ulaşabilirsin.
Bir diğer seçenek ise taksi. Taksiler 4 kişiden fazla almıyor. 5 ve daha fazla kişi isen, taksicilerden rica edebilri minibüs çağırabilirsin. Havalimanı ile merkez arası ulaşım 55 Euro civarında tutuyor. Fakat şöyle bir durum var ki, biz dönüş yolunda hotelden taksi çağırmasını rica ettik. Hotel çağırdığında 45 Euro ödeme yaptık. Bu yüzden kaldığınız hotelin resepsiyonundan taksi çağırmak daha mantıklı. Finler sahtekar diyemem ama orada farklı bir hesap var. Yoksa Finler’in medeniyetinden eminiz. Dolandıracak değiller.
Helsinki Gezilecek Yerler
Helsinki gezilecek yerler açısından diğer ülkelere göre biraz daha vasat olsa da yine de es geçilmemesi gereken bir şehir bence. Helsinki’de görülecek yerleri kendi penceremden aşağıda belirttim. Umarım iş görür 🙂
Suomenlinna Adası
Helsinki’de görülecek en önemli yerlerin başında bu ada geliyor sanırım. İskele Meydanından 15 dakikada bir hareket eden feribotlarla adaya 20 dakika süren yolculukla ulaşabiliyorsun. (gidiş dönüş 5 euro) Suomenlinna dört farklı adanın birbirine bağlanması ile ortaya çıkmış bir kale. 1991 yılında UNESCO tarafından miras listesine dahil edilmiş bu adanın kıymeti Finlandiya için çok başka. Ruslara karşı direniş gösteren ve sonunda kaybetse de verdikleri mücadele nedeniyle hep onur duydukları bir yer bu ada. Savaşta esir düşen askerleri ve bürokratları da burada esir tutmuşlar zamanında.
Ada içerisinde hala bir çok cafe, restoran ve konaklama noktası olduğu gibi, askerlerin bulunduğu kışlalar ve marinalar da göze çarpıyor. Adanın en uç noktasına doğru yürüdüğünüzde eski uçak savarları ve topları görebilirsiniz.
Adaya yazın giderseniz yemyeşil bir doğa harikası, kışın giderseniz ise buzları kıra kıra giden bir feribotta İskandinav soğuğunu iliklerinize kadar hissedebilirsiniz. Adada mutlaka gezmeniz gereken bir başka müze de Lelumuseo, yani Oyuncak Müzesi. Piippa Tandefelt’in koleksiyonundan 1985’te kurulan müze, bugün sanatçının kızı Petra tarafından işletiliyor. Koleksiyon 1800’lerden 1960’a kadar kullanılan oyuncaklardan oluşuyor. Müzede Finlandiya tarihinden ilginç kesitler var. Ülke Rus hakimiyetindeyken oyuncak bebek evleri bu anlayışa göre döşenirmiş. Evlerde Rus porselenleri, Ortodoks dinini sembolize eden resimler dikkat çekiyor. Högforsbruk marka bir ocak, bebek evi için aslı gibi yanabilir şekilde imal edimiş. Müze bunu da koleksiyonuna katmış. Finlandiya’daki hediyelik eşya mağazalarında en çok rastlanan çizgi roman karakteri Moominlerin ilk versiyonunu da müzede görmek mümkün. Yaratıcısı yazar – çizer Tove Jansson’ın taslakları sergileniyor.
Senato Meydanı
İskele Meydanının bir arka paralelinde bulunan koca meydan Helsinki’nin sembol noktalarından birisi. Yeşil kubbeli beyaz badanalı bir katedral var. Bu katedral Helsinki Katedrali veya Lutheran Katedrali olarak da biliniyor. Meydan da ise, Rus Çarı II. Alexandr’ın heykelini göreceksiniz. En başta ne alaka diye tepki verdiğim bu heykelin hikayesi varmış meğer. II. Alexandar Helsinki’yi ele geçirdiğinde burayı da Petersburg şehrine benzetmek istiyor. Bu yüzden çok büyük bir meydan yapıyor ve çevresinde evleri bu şekilde düzenlemeye çalışıyor. Kendi emrinde çalışan mimarlardan birisi de meydan düzenlemesi yaparken heykelini dikiyor. Durum bundan ibaret. Ama Finlandiya bağımsızlığını ilan ettikten sonra neden hala o heykel duruyor onu bende anlamış değilim.
Temppeliaukio Kilisesi
Gördüğüm en ilginç kiliselereden birisiydi burası. Kaya Kilise olarak da biliniyor. Dinamitle kayalık alanlar patlatılıyor ve sonrasında uzay üssü gibi bir mimari de kilise inşaası yapılıyor. Kiliseye giriş 3 euro. Fakat nasıl olduysa bilet noktasını ararken kendimi bir anda kilise ortasında buldum ve ücretsiz giriş yaptım. 🙂 Kilise modern bir yapı olduğu için öyle aman aman bir geçmişi yok. Hatta o kadar modern ki, tepesinde hava güneşliyken kayalığı tırmanan ve çimlerde kendini güneşin altına bırakan insanlar görebilirsiniz. Garip ama görülecek listesine girmeyi hakeden bir yapı kesinlikle.
Kiasma Modern Sanatlar Müzesi
Avrupa’nın en güzel özelliği modern sanatlar müzesin verdikleri önem olabilir mi ? olabilir. Son derece etkileyici bir müzeye giriş yaptım Helsinki’de. Arkadaş sen de ne beleşçi çıktın diye düşünebilirsiniz ama buraya da bedava girdim. Hemde öyle arka kapıdan falan da değil. Alenen yürürken bir anda müzede buldum kendimi. Ama ödenmesi gereken ücret aslında 10 Euro. Kiasma 4 kattan oluşan bir sanat eserleri müzesi. Girişinde bulunan ufak shop’dan da çok orijinal hediyeler alabilirsiniz. Gördükçe vay diyeceğiniz çok geniş ve büyülü alanlar var. Helsinki’de ne yapsak diyenler için önerilir.
Esplanadi Park
Şehrin tam meydanında mutlaka denk geleceğiniz bir park. İçinde çok sayıda kuşa ev sahipliği yapan park sürekli kuş sesleri ile keyif veriyor. Ayrıca, sokak sanatçılarının ve güzel cafelerin bulunduğu meydan sürekli dinamik.
Uspenski Katedrali
Altın kaplı kubbeleri ile ben buradayım diyen bir kilise. İskele meydanında denk geleceğiniz kilisenin önünde güneş açtığında güneşienen Finleri görebilir, hatta yanlarına katılabilirsiniz 🙂 Ayrıca kilisenin altında Holiday isimli çok güzel bir cafe var. Bu cafede Helsinki hatıra fotoğraflarınızı çektirebilirsiniz.
Kauppatori
Avrupa’nın pazar meydanlarına alıştık. Çok da severiz. Özellikle pazar günleri dolu dolu olan yanyana dizilmiş bir sürü çadırda, geyik postlarından, yiyeceklere, hediyelik eşyalara kadar bir çok ürünü satın alabilirsiniz. Bu pazarda çok enteresan gelen bir şey ise, Fin adetleri. Finlandiya’da sokak pazarlarında elma, armut, patates, erik gibi ürünleri litre ile tartıyorlar. Bildiğin litre hesabıyla alışveriş yapılıyor. Normal süpermarketler de ise kilo hesabı geçerli. Bu adet sadece küçük esnafta, tezgahlarda geçerli.
Kamppi Chapel
Tasarımı kahve fincanı gibi gelen bi ibadet noktası. Girişi ücretsiz. Gördükten sonra bir hatıra fotoğrafı çekip, yolunuza devam edebilirsiniz.
Seurasaari Açık Hava Müzesi
İskandinav’da kültürlerini açık hava müzesi ile tanıtmak özel bir gelenek. Daha önce Stockholm’de Skansen, Tallinn’de Open Air Museum’a ziyaretim oldu. Burayı da görmek isterdim fakat kış nedeniyle 15 Mayıs öncesinde kapılarını ziyaretçilere açmıyorlar maalesef. Ben göremedim fakat, siz mutlaka görmeye çalışın derim.