Mevlana İzinde Konya’da..
Ve hoşbulduk Mevlana şehri Konya. Konya’ya aslında bakarsanız ikinci gelişim ama ilk kez bu kadar dolu dolu gezdim. Gerek mutfağı gerek ise kültürüyle özel bir değerimiz Konya gerçekten. En özeli ise bunu hisseden özel bir şehir burası. Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Konya dümdüz bir ovaya kurulmuş bir şehir. Hal böyle olunca da parklar, bahçeler her yerde. Yokuşu olmayan, minaresi bol bu şehirde gezilecek yerleri kısa kısa konuşalım hadi.
- Mevlana Müzesi
Mevlana ve tüm yakınlarının kabirlerinin bulunduğu bir türbe aslında burası. Aynı zamanda tasavvuf adına da bir çok değerin detayını görebileceğiniz bir müze. Burada dervişlerin hayatından, mevlevi dinine kadar bir çok konuda bilgi sahibi olabilirsiniz. Beni en çok etkileyen şey ise, hayat çeşmesi olmuştu. Tek bir su kaynağından tek bir su kaynağına giden bu çeşmede tek geldik tek gideceğizi teması öyle bir işlenmiş ki, etkilenmemek elde değil. Müze ücretsiz.
Ayrıca Mevlana Kültür Merkezi’nde her cumartesi 19.00’da 1 saatlik semazen gösterisi yapılıyor. Semazen’in bir ibadet olduğunu ve alkışlanmaması gerektiğini aman unutmayın. Ha bir de, bu etkinlik de ücretsiz.
- Şehitlik ve Şehitlik Müzesi
Burası şehitlik aslında. Ama girişine öyle değerli bir müze yapmışlar ki, etkilenmemek elde değil. Kurtuluş Savaşı dönemini, öncesini, sonrasını öyle güzel minyatürlerle anlatmışlar ki, anlatılmaz yaşanır. Köy hayatı, askere giden, gazi dönenler hepsi tek tek işlenmiş bu müzede. Ayrıca, müzede bu güzel minyatürler sesli anlatımlarla da desteklenmemiş. Türkiye’de milli duyguları kabartan önemli müzelerden birisi gerçekten. Konya’ya yolunuz düştüğünde önceliklerinizden olsun.
- Meran Bağları
Konyalının keyif noktalarından birisi. Su kenarında oturup ailesiyle sohbet eden, su üzerinden deniz bisikletleri ile tur atan gençleri görebilirsiniz. Ayrıca buraya kadar gelmişken Etli Ekmek üzerine ünlenmiş Cemo’ya da mutlaka uğramalısınız.
- Kelebekler Vadisi
Burası inanılmaz etkiledi beni. İçeri girdiğin andan itibaren kelebekler arasında yürümeye başlıyorsun. Durmadan uçan, üzerine konan kelebekler var. Hatta bazen onlara basmamak için dikkatli bir şekilde adım adım yürüyorsunuz. Son derece özenle hazırlanmış bir tematik alan burası. Bu arada söylemek gerekiyor, içerisi kelebeklerin ömrünü sürdürebilmesi için son derece sıcak. İçeride nefes almakta zorlanacak kadar tropikal bir iklim içinde olabilisiniz. Bu yüzden tişörtle gezin derim. Kelebekler Vadisinin en önemli misafiri ise hem dişi hem erkek genetikleri taşıyan bir kelebeğin olması. İçeride ayrıca, kelebek türleri, böcek türleri ile ilgili bir çok bilgi sahibi olacağınız standlar da bulunuyor. Avrupa’da bir örneği de Viyana’da olan özel bir yer burası.
- Bilim Merkezi
Güneş enerji panelleri nasıl çalışıyor ? Ya da elektrik dalgaları nasıl işliyor hiç merak ettin mi ? Bilim ile ilgili bir merakın, hobin varsa burası tam sana göre. Listene ekleyebilirsin.
- Meke Gölü
Konya’ya 88 km uzaklıkta Dünya’nın nazar boncuğu denilen bir yer Meke Gölü. Günümüzde eski heybeti yok açıkcası. Hal böyle olunca aracımızın 4×4 özelliğini aktif yaparak göle doğru indik. Kurumuş topraklarda göl yatağında turladık. Zamanında su olan bir bölgede şimdi araçla dolaşmak gerçekten çok enteresanmış bu benim için de bambaşka bir deneyim oldu. Ama değdi .Yine de, umuyorum en kısa sürede yine su dolar buralar ve biz yine uzaktan bakarız bu güzelliğe. Bu arada Karapınar ilçesinde Türkiye’nin tek çölü de mevcut. Haberiniz olsun.
- Çatalhöyük
En az 9000 yıllık bir yerleşim burası. Arkeolojik yer deyip geçme aman. Buraya geldiğinde geçmişte yerleşim hayatının nasıl olduğunu çok iyi gözlemleyebilirsin. Mesela Çatalhöyük içinde 8000 kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. Evler yırtıcı hayvanların saldırılarından korunmak için hep yanyana dipdibe. Çatıdan giriyorlarmış evlere. Ayrıca tarihte kendi yiyeceklerini üreten ilk yerleşim oldukları tahmin ediliyor. Günümüzde sadece %4’ü ortaya çıkan Çatalhöyük’ün dünyanın medeniyet seviyesine nasıl yön verdiği gerçekten keşfe değer.
- İplikçi Camii
Gördüğüm en ilginç noktalardan birisi burası. Camii’nin şadırvanın tavan kısmı öyle enteresan yapılmış ki, yanında oturan kişi fısıl fısıl konuşsun duymazsın ama tam karşında iki kişi konuşsun hemen kulağına geliyor konuştukları. Enteresan bir akustik gerçekten. Yapılış amacı ise abdest alma sırasında müminlerin sessiz olmasını sağlamakmış. Bölgede ayrıca diğer camiiler Şemsi Tebrizi Camii, Aziziye Camii, İnce Minareli Camii’yi de ziyaret etmenizi öneririm.
- Alaaddin Tepesi
Dümdüz bir ovada böyle bir tepe ne alaka diyebilirsin ama haklısın. Zira burası zamanında toprak vergisi ile yapılmış suni bir alan. Zamanında halk tarafından çuval çuval toprak taşınarak yapılmış bu alanda Alaaddin Camii de bulunuyor. Toprak yapısı her sene düzenli olarak ölçülüyor, denetleniyor. Olası kaymaları engellemek için sürekli kontrol altında olan bir alan.
- Sille Köyü
Konya’dan 8 km uzaklıkta bir köy Sille. Roma döneminde yerleşimi bulunan bir yermiş. Hal böyle olunca 3000 yıllık bu yerleşimde 1923 yılında mübadele döneminde Rumlar evini boşaltmış ve buralara da Konyalılar yerleşmiş. Restorasyonu pek hoşuma gitmese de, Aya Eleni Kilisesi görülecek tek yer diyebilirim. Araç trafiğinin Sille içinden geçmesi de bence turizm açısından kötü bir dezavantaj. Yine de Konya’ya kadar gidince mutlaka görülmesi gereken bir köy. Bir öğle yemeği için ideal bir nokta.
- Tuz Gölü
Konya’ya 110 km uzaklıkta bir yerleşim. Şereflikoçhisar sınırları içerisinde yer alan çok geniş bir alan aslında ama göle tesis anlamında giriş yapabileceğiniz bir alan Şereflikoçhisar’ın Ankara yönü yolunda var. Zaten dikkatli baktığınızda tabelalar sizi yönlendirecektir. Tuzların üzerine basarak yürüyüş yapabilirsiniz. Fakat uyarmak isterim burada yürüdüğünüz ayakkabıların ömrü daha sonradan azalıyor. Son olarak, mutlaka gün batımında Tuz Gölü’nde bulunun derim. Göle yansıyan renkleri görmeniz lazım.
- Beyşehir Gölü
Türkiye’nin en büyük üçüncü gölü. Konya’dan 93 km uzaklıkta bir yerleşimin tatlı su gölü. Özellikle bazı kış dönemlerin donması nedeniyle fotoğrafçıların ilgi odağı.
Nerede Konaklamalı ?
Konya’da hiç beklemediğim ama gerek dekoru, gerek lezzetleri, gerek ise ilgi alakasıyla beni benden alan bir tesis buldum. İsmi Araf. Konya’da Selimiye Camii’nin bulunduğu meydana 50 metre uzaklıkta bir çok farklı rengin bir arada uyum içinde müşterilerini ağırladığı bir otel burası. Mevlana’dan bir çok izin bulunduğu Araf Otel de 2 gece konakladım. Özellikle Ömer Bey ve ekip arkadaşları son derece önem vermiş buralara belli. Ayrıca konakladığınızda, otel içinde köy kahvaltısı da yapmanızı öneririm.
Yemek İçin Nerelere Gitmeli ?
- Tiritçi Mithat
- Cemo’nun Yeri
- Nezih Etli Ekmek
- Ali Baba Fırın Kebap
- Çelebi Katmer, Künefe
- Somatçı Fihi Ma Fih