Seyahat etmeye başladığımdan beri en ilginç hayat tecrübelerimdem biriydi Kaşkay Türkleri ile tanışmak. İlk kez bir yurtdışı seyahatimde kendi soyumdan birilerine merhaba dedim, evinde oturdum, çaylarını içtim. Gerçekten eşsiz bir tecrübe olduğu ortadaydı. Telefonun çekmediği yaylada 1 gün boyunca çok keyifli ve kaliteli bir zaman geçirdim. Biraz size bu güzel insanlardan bahsedeyim gelin.
Her şey, bir arkadaşımın İran’a gidiyorsan Kaşkay Türklerine mutlaka git demesiyle başladı. Köyden birini Facebook sayfasından buldum ve iletişime geçtim. Kendilerini görmek istediğimi ve kültürlerini tanımak istediğimi söylediğimde, “Türklerin başımızın üzerinde yeri var gel tabi” cevabı aldım.
İran’da 5.şehrim Şiraz’ı gezerken daha önce Facebook sayesinde iletişim kurduğum Ali ile irtibata geçtim. Şiraz’a geldiğimi ve kendilerini nasıl bulabileceğimi sordum. 148 numaralı otobüse bin son duraktan alıcam seni dedi. Tamam dedim. Sonra telefon bir daha çaldı. Ya da ben seni alırım kardeşim. Neredesin dedi. Kerim Han Meydanı’nda buluştuk. Beni görür görmez sarıldı, hıoşgelmişen kardeşim dedi. O an dedim valla. Türk’ün Türkten başka dostu yok. Sanki akrabamla buluşmuş gibi atladım arabasına, köye doğru yol aldık.
Köyün olduğu bölge Şiraz’a 55 km uzaklıkta. Sürekli tırmandığın bir yolculuk. Bu yüzden de Şiraz yanarken, biz orada üşüyorduk. Hava serin.
Köye geldiğimizde ilk olarak Ali’nin evine gittim. Hemen meşhur İran şerbetinden ikram etti eşi. 2 çocuğu ve eşiyle sohbet ederken bir an da herkes arka odaya gitti. Hayırdır inşallah diye düşünürken, bi geldiler ki sorma. Kendimi o an inanılmaz kıymetli hissettim, misafirperverlikleri altında ezildim. Hepsi geleneksel Kaşkay Türkleri kıyafetlerini giymiş gelmişlerdi. Senin için böyle giyindik arkadaş dediklerin de son derece duygulandım açıkcası.
250 km Göç !
Kaşkay Türkleri her sene mart ve ekim aylarında göç ediyorlar. Bu göç yaklaşık 30 gün sürüyor ve 250 km yol katediliyor. Bu göç sırasında yabancı veya Türk misafirler de isterlerse katılabiliyor beraber yürüyebiliyorlarmış.
Kaşkay Türkleri İle İlgili Ne Biliyoruz ?
Kaşkar Türklerinde 5 önemli simge varmış. Bunlar;
- Kadın
- Kurt
- Kartal
- Ocak
- Ateş
Kaşkar Türklerinin özellikleri var mı diye sorduğumda şöyle bir cevap aldım. Hoşuma da gitti açıkcası. Kaşkaylar verdikleri sözü mutlaka tutarlar. Bizim için söz çok önemli. Mesela ben arabamı sattım. Anlaştık paramı aldım, arabayı verdim ama resmiyete daha dökemedim vaktim yok. Karşı taraf acaba arabayı geri alır mı şeytanlık yapar mı diye hiç düşünmüyor. Çünkü söz verdiğimin farkında dedi. Bizde ayrıca, evlilik çok önemli. Eğer bir boşanma olduysa, o erkek köyden çekip gider, çünkü burada çok fazla ayıplanacağının farkındadır dedi.
Zamanında Şah, Kaşkay Türklerine siz elinizdeki silahları verin, gelin parlemontaya girin demiş. Fakat Kaşkay’lar emin olamamışlar ve silahların bir kısmını vermiş ve hepsini vermiş gibi söylemişler. Buna karşılık Şah, onları parlamentoya almadığı gibi zulm etmeye başlamış. Bu süreçte Humeyni Devrimi olunca da Kaşkay Türkleri biraz rahatlamış açıkcası.
Utandım..
Öyle misafirperver ağırladılar ki beni anlatamam. Köydeki akarabaları dolaştık, sohbetimizi ettik. Yarım Türkçe yarım Farsça konuştuk. Ali çok enteresan bir insan gerçekten. Evinde 5000 tane kitabı vardı. Hatta Orhan Pamuk okuyor, Barış Manço dinliyor. Üstelik Fars edebiyatına da son derece hakim. Açıkcası böyle biriyle tanışacağımı söyleseler yok artık derdim. Ve utandım biliyor musunuz? Bana İnce Mehmed okudun mu ? Ağrı Dağı Efsanesi ne güzel romandı değil mi diye sorduğun da abi ben okumadım dedim. Düşünün biz Türkçesini okumuyorken, elalem Farsça çevirisini okuyor, aklında tutuyor ve tartışmak istiyor..
Gece Çadırda Konakladık
Bakma konakladık dediğime sabaha kadar nargile, çay ve sohbet eşliğinde sabahladık aslında. Gece çadırda 7 kişi uzun uzun sohbet ettik. Biraz oradan biraz buradandı sohbetimiz. Gerçi ne farkeder ? Önemli olan o ambiyans içinde bir birey olarak o duyguyu hissetmemdi. Gerçekten hayatımın en iyi tecrübesiydi. Ve bir an kendimi yabancı futbolcu gibi hissettim gerçekten. Çadırda sadece bir kişi benim anlayacağım Türkçe konuşuyordu. Diğerleri sormak istediklerini soruyor Ali bana Türkçe çeviriyor. Sonra ben cevabımı veriyorum, tekrar onlara çeviriyor vs vs..
İran’a Yolunuz Düşerse Gidin Mutlaka !
Ali normalde bunu bir turizm olarak görüyor. Yabancılardan ücret alıyor. Ama para kazanmak için değil, kendilerine bu hayatı anlatırken ki masrafları için. Ama Türklerden para almam diyor. Ama yine de, beni şehir merkezinden aldı, havalimanına bıraktı, yedirdi içirdi diyerek ben bir ücret verdim. Kabul etmedi ama zorla verdim. Çocuklara bir şey al abi dedim. O yüzden sizler de giderseniz mutlaka destek verin kendisine. Ali’ye ulaşmak isterseniz ve bu kültürü yaşamak isterseniz de bana mesaj atmanız yeterli..