Prag’a her yolu düşenin dibi düşer. Vay be ne güzel şehir ilham veriyor insana der.
Nazım’a da öyle oldu..
Romantik Komunist Nâzım Hikmet’in yolu 1956-58 arasında Prag’a da düştü. Prag’dan aldı ilhamını..
Uzun yıllar hapis yattıktan sonra, memleketinin hasretiyle gurbette vefat etti Nazım Hikmet. Prag’ın eşsiz mimarisini, binaların kulelerini, Karl Köprüsü’ne ‘ölen bir yıldızdan uçup gelen kuşlar gibi konmuş’ heykelleri, ıslak rayların üzerinden kayıp giden içi boş, gece yarısı tramvaylarında duyumsanan yalnızlığı da dile getiriyordu şiirlerinde.
Sürgünlük yıllarının en güzel şiirlerinden biri olan ‘Son Otobüs’tü. Öte yandan şairin sırılsıklam âşık olduğu, ‘saçları saman sarısı kirpikleri mavi’ o genç kadına, yani Vera Tulyakova’ya rastlamadan önce gizli aşk yaşadığı Sonya Danyolova’nın dayaşadığı şehirdi Prag.
Nazım Hikmet’in yaşadığı bir şehirde, oturduğu bir masayı hissetmek için yol aldık Slavia’ya. Kapıdan girince orası Prag’da normal bir cafe değildi. Nazım’ın ilham kaynaklarından birisiydi burası. En güzel şiirlerini yazdığını en çok vakit geçirdiği noktalardan birisiydi.
Slavia, 1881 yılında açılmış bir mekan. O günden beri de hizmet veriyor. Nesilden nesile geçen bir tarih adeta.
Slavya kahvesinde dostum Tavfer’le
Viltava suyuna karşı oturup
tatlı tatlı yarenliği severim.
hele sabahları hele baharda.
Hele sabahları hele baharda
Konuşurken dalar dalar gideriz,
Bir yitirir, bir buluruz birbirimizi
Hele sabahları hele baharda
Prag şehri yaldızlı bir dumandır
Ve kızıl kocaman bir elma gibi
Nezval geçer taze çıkmış kabrinden.
paramparça yüreciği de elinde
ve Orhan Veli ile karşılaşırlar
Urumelihisarı’ndan gelir o
Ve telli kavağa benzer Orhan’ım
Yüreciği delik deşik onun da.
Biz de aynı loncadanız biliriz Tavfer
zanatların en kanlısı şairlik
sırların sırrını öğrenmek için
yüreğini yiyeceksin, yedireceksin.
Prag şehri yaldızlı bir dumandır.
Viltava suyunun köpüklerine
Martı kuşlarıyla gelir İstanbul.
Lejyonerler köprüsüne gidelim Tavfer,
Martı kuşlarına ekmek verelim.
26 Nisan 1958, Prag
Nâzım Hikmet
Şiirleri yasaklanan ve yaşamı boyunca yazdıkları yüzünden 11 ayrı davadan yargılandı, İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre yattı.1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarıldı; ölümünden 46 yıl sonra, 5 Ocak 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile bu işlem iptal edildi. Mezarı halen Moskova’da bulunmakta.
Fikirler Ölmez Nazım.