Güneydoğu’da, Gaziantep ve Şanlıurfa arasında kalmış kendi turzimini geliştirmiş potansiyelini kullanmış ve bir baraj köyünün nasıl ilçe olabileceğini örneklendirmiş bir yer Halfeti.
Birecik’ten 40 km kadar içeride yer alan ve Eski ve Yeni Halfeti olarak ikiye ayrılan bir bölge. Toplam nüfusu 38.000 civarı. Oldukça ciddi bir potansiyel var.
3 yıldır sürekli giden biri olarak gelişimini canlı gözlemleme şansım oldu.Artık betonlaşmaya ve hotelleşmeye başladı.
Bu bölgenin tek bir sorunu var. Teknecilik. Son yıllarda marina yapılarak kurumsal bir havaya kavuşmasına rağmen, 18’den küçük kaptanlar ve rehberim diye ortada gezinenler sadece 2 cümle kuranlar bence Halfeti’nin parlayan geleceğini baltalar durumda. Umarım bir an önce belediyeler bu işe el atar.
Efendim,
İyi niyetli turizm elçilerinden bir şey olmayacağını anlayarak kendi araştırmamı yaparak gittim. Kişi başı 10 15 tl karşılığında, 1,5 saat süren bir tur yapıyorsunuz.
Buranın en büyük özelliği siyah güller. Her evin önündeki taş avlunun en büyük süsü her zaman kara güller.
Halfeti’nin en önemli ören yeri Rumkale. Buraya ulaşmak için tek yol, Fırat Nehri’nde yapılan motor yolculuğu. Halfeti’den sonraki ilk liman “terkedilmek” zorunda kalınan Savaşan Köyü. Batık minaresi ile ziyaretçilerini selamlayan köyün tepesi. Her sene akın akın ziyaretçiyi ağırlıyor.
Geniş bir alana yayılan ören yerinde güneye doğru yürüyünce önce büyük kısmı toprak altında kalan keşiş odaları, ardından şair Aziz Nerses’in 1173 yılında kendi adına yaptırdığı kilise karşımıza çıkıyor. Doğu batı doğrultusundaki kilise dikdörtgen planlı, üç nefli ve üç apsisli imiş. Şimdi geriye sadece apsisin doğu cephesinin bir bölümü toprak üzerinde kalmış, dini bir merkez olan kaledeki diğer önemli yapı, 13. yy’a, Rum-Kale’de yaşayan Yakubu Azizi Barşavma’nın kendi adına yaptırdığı manastır. İnşaatında büyük blklu kesme taşların kullanıldığı manastır, ancak bazı bölümleriyle günümüze kadar gelebilmiş durumda.
Gaziantep veya Şanlıurfa seyahatinize mutlaka eklenmesi gereken bir rota.
