Prag’da sıradan tarihi bir yapı diyebilirsin. Kütüphane olduğunu duyunca bildiğin kütüphane diyebilirsin. Ama pek öyle değil durum.
Dünyanın en güzel kütüphanesi nerede diye sorsalar ? Bocalardım bilmem ki derdim sanırım.
Gidince öğrendim ki meğer bu eser Prag sınırı içindeymiş.
Biraz Klementinum’dan bahsedeceğim sizlere.
1712 yılında, Cizvit Üniversitesi’nin bir kolu olarak başlamış faaliyete. Mimari açıdan Barok izleri taşıyor bu efsanevi kütüphane. Görevli 25.000 civarı kitap olduğundan bahsetti gezerken. Muhtemelen kitapların hepsi de üniversitenin kuruluş tarihine yakın baskılanmış kitaplar. Yani burası bir kütüphaneden öte dünya tarihinden bir miras aslında.
Barok döneminde şehrin önemli bir eğitim kurumu olan Klementinum’un mensupları genellikle halkın aristokrat ailelerinin çocuklarıydı. Halkın pek yanaşamadığı bir kurum diyebiliriz. Günümüzdeki kolej desek herhalde yanlış olmaz bu açıdan.
Binanın yapım 17.yüzyılda başlıyor ve 18.yüzyılda tamamlanıyor. Yaklaşık olarak 10 yıl kadar sürüyor. Yapımında, Carlo Luroga ve Kilian Ignaz’ın katkıları fazlasıyla bulunuyor. 1773 yılında İsa Cemaati yasak listesine girince burası sadece kütüphane olarak kullanılıyor.
Charles Bridge’in hemen karşısında yer alan 4 katlı ahşap merdivenle astronomik kuleye çıkabildiğiniz bu yapıda görsel küreler, etkileyici kütüphane ve Prag’ı en iyi gözlemleyebileceğiniz en iyi manzara noktalarından birisi bulunmakta. Binayı yaklaşık 50 dakika gibi bir sürede gezdik. Etkilendiğimiz kısımlar gerçekten vardı. Değer mi ? Değer. Zamanında hava durumunun ölçüldüğü gözlem kulesine çıkınca heyecan daha da artıyor. Manzarası güzeldir.
Girişi 180 CZK. Rehberle gezebiliyorsunuz.
Fotoğraf çekmek binanın büyük kısmında yasak, fakat izin alarak çekim yapabiliyorsunuz. Ben öyle yaptım.
Ha buarada, yazının başında bahsettiğim dünyanın en iyi kütüphanesi boredpanda.com sayfasında yapılan anket ile seçilmiş.