Hadi gelin sizlere Kırklareli Lüleburgaz’da Hamitabat Köyü’nde keyifli bir haftasonundan geirye kalan bir hatıra anlatayım..
Yeni Courier Blackline ile haftasonu rotamda bu kez Lüleburgaz’ın meşhur Arcadia Bağları vardı. 350 dönümlük bağ arazisinde dokuz farklı cins üzüm yetiştiren bu tesiste bağların kurulumundan, üretim süreçlerine dair bir çok konuda bilgi sahibi oldum. Tarihi Şarap yolu olarak bilinen bu topraklarda, Çeşmekolu ve Hamitabat Köyleri arasında 150 metre rakımda dikilen Arcadia Bağları, Trakya’nın tam ortasında, karal iklim özellikleri gösteren, gece gündüz sıcaklık farklarının yüksek olduğu bir konumda yer alıyor. Bu da üzüm yetiştiriciliği için gayet uygun bir zemin anlamına geliyor. Gelin sizlere biraz üzümden bahsedeyim.
Hasat Ağustos’ta Başlıyor
Üzüm meselesinde Ağustos ve Ekim ayları arasında tüm yıl boyunca bağlarda süren çalışmaların en hızlandığı dönemdir. Bağbozumu süresince, üzümlerin gelişimi gözlemlenir. Yapılan ölçümlerle verimi netleşir. Üzümün asidite ve şeker oranlarının ölçülmesi ile birlikte uygunluğuna onay verilirse kesim ve toplama işlemi başlatılıyor. Bu işlem her gün yapılıyor biliyor musunuz ? Her gün üzümün değerleri kontrol ediliyor. Ve yeterli ölçülerde olduğuna kanaat getirilirse, “haydi eller makasa” deniliyor ve toplanıyor.
Bağdan Tesislere Naklin Önemi
Üzümlerin bağlardan tesislere nakli sırasında üzümün ham halinin canlılığında herhangi bir eksilme veya gerileme olmaması için nakil çok büyük önem taşıyor. Özellikle bağ bozumu dönemi Türkiye’de Ağustos dönemi olduğu için sıcakların üzümlere olan etkisi çok yüksek olabiliyor. Bu sebeple üzümlerin uzun yolculuklarda 13-14 derece sıcaklıkta taşınmasını sağlayan özel soğutmalı araçlar, kısa yolculuklarda ise 18-19 derece civarında klima imkanı veren araçlarda taşınması ciddi önem taşıyor. Bu sıcaklıklarda taşınan üzümlerde alınan şıranın kalitesi ciddi anlamda farkettiriyor kendisini. Kaliteli şarapların yolculuğunda aracın kalitesi de bu konuda bir tık öne çıkıyor. Bu sebeple Arcadia Bağları’nda bağdan tesislere yapılan kısa yolculukta Courier Blackline aracının inanılmaz verim sağladığı gözlemlenmiştir.
Salkım Ayrımı ve Şarap Yapımına Giriş
Tesislere gelen üzümlerin ilk işlemi salkımlarından ayrılmak oluyor. Salkımlarından ayrılan üzümler bu esnada hafiften pres yöntemi ile bastırılır ve şırası ufaktan ortaya çıkacak durumda kalır. Burdan sonraki süreçte ise üzümlerin kırmızı mı yoksa beyaz şarap için mi kullanılacağı değerlendiriliyor ve ona göre ayrı yerlerde toplanıyor. Bu noktadan sonra preslerde sıkılan üzümlerden elde edilen şıra bir süre daha dinlendiriliyor. Ve devamında eskitme, tatta farklılaştırma, Filtrasyon, Fermantasyon evrelerini de yaşayan üzümler finalde şişelenerek raflarda yerini almaktadır.
Arcadia Bağları ve Bakucha tesislerinin yöneticisi Sabri Bey ile yaptığımız kısa konuşmada, Sabri Bey “Aracın bu bağlar için çok uygun. Arka bagaj hacmi sayesinde üzüm kasalarını rahatlıkla yerleştirebildik ve 350 dönümlük bir arazide büyük kamyonla çalışamayacağımız için Courier Blackline aracı bizim için ciddi bir önem taşıyor. Bu aracı düşünebiliriz. “ ifadeleri kullanmıştır.
Arcadia Bağları – Bakucha
Sizlere biraz da Bakucha’dan bahsedeyim..
Kırklarleli’de Istranca Dağları eteğinde kurulmuş 200 hektar bağda yılda 90.000 litre şarap üretimi yapılıyor. Butik bir bağ aslında ama yaptığı işler ve sundukları tat ile çoktan kendi farkını ortaya koymuş.İşletme müdürü Sabri bey ve eşi son derece samimi ve ilgili halleriyle gerçekten gönül fethediyor. Öyle samimi derken, işletmeci gibi değil adeta yeni tanıştığınız bir arkadaş gibiler. Hayatlarından kesitler sunuyorlar. Bazen ben bir şey söylüyorum bazen onlar gülüyoruz ortak paydamız keyifli sohbet oluyor.
Bağ içinde dilediğin gibi turlayabilirsin. Bu tur sırasında Simge Hanım’da yardımcı oluyor zaten. Hatta verdiği bilgilerle aydınlanma yaşamanıza neden olabilir. Mesela mı ? Yarasalar için yuva yapmışlar. Çünkü ekolojik dengede yarasalar, yılanlar çok faydalıymış. Asma üzerindeki böcekleri yedikleri için asmanın ömrü uzuyor, daha sağlıklı bir bağcılık olmasına sebep oluyormuş. Dışarıdan üzüm alıp vermiyorlar. Herşey kendi iç sirkülasyonunda ilerliyor. Bunun özeti şu : Arcadia Bağları dışarıya bağlı olmadan kendi içinde bir çok dengesini kurmuş.
Bağ içinde Bakucha adında bir de hotel bulunuyor. Gayet konforlu ve keyifli balkonu olan odalardan oluşuyor. Gelmişken mutlaka üretimhane ve bağları gezin derim. Burada sadece üzüm de yok. Armut, kiraz, çilek, yaban kekiği, mantar da bulunuyor. Mutfaktaki lezzetlerden ve özellikle peynirin tadından durumu anlayacaksınız zaten 🙂
Bağda çok tatlı üç köpek var. Birinin adı haydut. Boyu benim iki katım fakat kuzu gibi maşallah. Gelir ayağınıza yatar kademeli olarak düşüyor. Diğeri ise bitmek bilmeyen enerjiiyle bonus. Sürekli koşar havlar. Keyfi yerinde biri.
Çok keyif aldığım ve tekrar tekrar gitmeyi düşüneceğim bir seçenek oldu benim için Arcadia. Çalışanları ve işverenleri ile tamamiyle yeşil ve hayvan dostu bir ekip.
Şarap ve keyif dolu bir haftasonu yaşamak isterseniz aklınızda olsun efendim.
İstanbul’a 1,5 saat mesafede beton görmeden dinlenebileceğiz huzur noktasıdır Arcadia. Önerilir.
Bu yazıyı hazırlamamda katkısı olan, bağlarınıi ziyaret etmeme yardımcı olan Arcadia Bağları ve Sabri Bey’e çok teşekkür ederim.