Mutfağı, tarihi, her dinin beraber yaşadığı inanılmaz bir coğrafya..

Nüfusu : 1.512.000

İklimi : Akdeniz

Hatay, Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık on üçüncü şehri. 2016 yılı itibarıyla 1.555.165 nüfusa sahiptir.[5]Akdeniz’in doğu şeridinde 35° 52′ – 37° 4′ kuzey enlemleri ile 35° 40′ – 36° 35′ boylamları arasında yer alan Hatay’ın doğusunda ve güneyinde Suriye, batısında Akdeniz, kuzeybatısında Adana, kuzeyinde Osmaniye ve kuzeydoğusunda Gaziantep bulunur.

Kuzeyden güneye, güneyden kuzeye giden ve doğudan gelen anayolların kavşak noktasında bulunan Antakya, tarihi boyunca kıtalar ve bölgeler arası ticarette önemli rol oynamış, yolcu ve hacı kervanları için bir konaklama yeri ve çeşitli bölgelerden gelen insanlar için bir kültür alışverişi merkezi olmuştur. İskenderun ise tarihi boyunca Mezopotamya’nın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun ithal ve ihraç limanı olarak hizmet vermiştir. Bu nedenle Antakya çeşitli bölgelerden gelmiş binlerce insanın konakladığı, başka bölge insanlarıyla hem mal, hem fikir alışverişinde bulunduğu, memleketlerine yeni bilgi ve fikirlerle döndükleri bir kültür merkezi görevi yapmış, Helenistik Dönem ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde dünyanın sayılı uygarlık merkezlerinden biri olarak ün yapmıştır. Osmanlı Devleti döneminde de bir ticaret ve kültür merkezi görevi yapan Antakya bu dönemini günümüze kadar gelişerek sürdürmüş, kuruluşu Antakya’dan eski olmasına rağmen kent olarak 20. yüzyıl başlarında önem kazanan İskenderun ise 1950’li yıllardan sonra hızlı bir gelişme göstererek Türkiye’nin sayılı ticaret, sanayi ve ihracat merkezlerinden biri haline gelmiştir.

Tarihi boyunca çeşitli inançlara sahip pek çok millete ev sahipliği yapan Hatay bölgesinde çok sayıda şair, bilim adamı ve sanatçı yetişmiş, zaman içinde zengin bir kültür birikimi meydana gelmiştir. Bu birikimin izlerini, etkilerini bugün de tarihi yapılarda, müzelerde eser olarak, toplum yaşayışında sanat, basın-yayın etkinlikleri ya da adet, gelenek, görenekler halinde görmek mümkündür. Ayrıca tarihi boyunca çeşitli dinlerin, inançların bir arada yaşadığı Hatay bu özelliğini bugün de korumakta, İslam, Hıristiyanlık ve Musevi inançları iç içe yaşamakta, cami, kilise ve havra yan yana varlıklarını ve fonksiyonlarını sürdürmektedir. Toplumun sahip olduğu ortak kültür nedeniyle inanç farklılıkları Hatay’da hiçbir zaman problem olmamış, bu farklılıklar kültürel yapının bir zenginliği olarak kabul edilmiştir.

Eski Antakya Sokakları

Ne yapın ne edin Antakya’ya geldiğinizde 1 2 saatinizi buraya ayırın. Ara sokaklarda dolaşırken bazı geçitleri sokak sanıyorsun ama evlere çıkan tünellerden ibaret oluyor ya orada vay be Hatay diyorsun. Otantik evler, geniş avlulu cafeler, restoranlar, hoteller hepsinin bir arada olduğu gündüzleri büyüsü, geceleri eğlencesiyle keşfedilesi keyifli bir yer Eski Antakya sokakları. Burada ayrıca, 3 farklı dinin ibarethanesini aynı açıda görebileceğiniz bir alan var. Ayrıca Gaziler Derneği içinde 7 meyvenin aşısının tuttuğu ve dünyada tek olan bir meyve ağacı var. Başka neler var diye sorarsan göğe bakma durağı isminde değişik bir köşe, Ayrıca Avlu, Konak gibi restoranlar yanında Kavinn gibi şık güzel butik oteller de var. Geceleri ise Fors isimli bir eğlence mekanı var. Ha bu barlara da damsız girilmiyor uyarırırım 🙂 Evlerin bir kısmı restorasyon görmüş, kimi restorasyonunu bekliyor fakat net olan bir şey var ki, Antakya ara sokaklarında kaybol gerçekten keyifli bir hatıra.

Habib Neccar Camiisi

Kurtuluş Caddesi üzerinde şehrin merkezi diyebileceğim bir noktada konumlanmış bir ibadethane burası. Anadolu’da yapılan ilk cami özelliği taşıyan yapı, Roma dönemine ait bir pagan tapınağın üzerine inşa edilmişti. Osmanlı dönemi eseri olarak kültürel miraslarımızdan olan Habib-i Neccar Camiii’nin arsasında İsa’nın havarilerinden Yunus (Yuhanna) ve Yahya (Pavlos) ile onlara ilk inanan ve ilk şehit edilen kişi olan Antakyalı Habib-i Neccar’ın türbesi de yer alıyor. MS 636’da Halife Hz. Ömer’in komutanları tarafından fethedilip islamlaştırılan Hatay’a dini sembol olarak inşa edilen ilk camii olup, 1098’de Haçlıların fethi sırasında yıkılmış, 8 Mayıs 1268’de Mısır Türk Devleti komutanı Melik Zahir Baybars tarafından Antakya Prensliği’nin fethedilmesi ile tekrar inşa edildi. Tarih boyu da defalarca depremler v.s. sebepleriyle yenilenmiş olan bu küçük cami, külliyesi ile birlikte ciddi bir tarihi sembol. Hatay’a geldiyseniz listenizde olsun derim.

Antakya Mozaik Müzesi

Öncelikle yeni müze gerçekten çok yakışmış Hatay’a. 2014 yılında taşındığı yeni binada gayet modern bir altyapıya kurulmuş güzel bir müze gerçekten mozaik müzesi. 1932 yılında başlayan kazılarda bulunan mozaikler, Antakya Mozaik Müzesi’nde sergileniyor. Mozaiklerin kalitesi, büyüklüğü ile bu müze dünyada ikinci konumda.  Mozakler Grek, Roma ve Bizans dönemlerine ait. Müzede en önemli simge ise tartışmasız hemen girişte yer alan miğferli eser.

St. Pierre Kilisesi

Kurtuluş Caddesi üzerinden Reyhanlı yönüne doğru giderken tabelaları göreceğiniz bir sapaktan girerek bu kiliseye ulaşabilirsiniz. Tarif kolay olması açısından Hilton Müze otelinden sonra sağ dönün de yeterli bir tarif olacaktır sanırım. Efendim buranın hikayesi şöyle, bu mağara hristiyanların ilk toplandığı yerlerden birisi. Antakyalı hristiyanlar ilk burada toplanmışlar. İsa’nın dinine inananlara Hristiyan adı verilmesi de burayla beraber başlıyormuş. Hristiyanlı ilk kilise diyorlar buraya bu açıdan Hristiyan alemi için önemli bir ibadethanedir. Kilise 12 ve 13.yüzyıllarda eklemelerle genişlemiş. Kilisede biri altar, inziva odası ve mermer vaaz kürsüsünün arkasındaki oyuğa yerleştirilmiş.

Harbiye

Harbiye, Antakya merkezine 9 km uzaklıkta son derece yakın ve bir o kadar da geçmişi olan özel bir ilçe. Neden mi özel ?  Antik dönemde burası Defne olarak anılıyormuş. Roma döneminde Antakyalı zengnler, çağlayanları ve havuzlarıyla ünlü yazlık sayfiye yeri Defne’ye villalar yaptırmışlar. Zamanında burası bir olimpiyat oyunları merkeziymiş. Fakat kalıntılarda hiç bir detaya rastlanamadı henüz. Daha çok şelaleleri ile ön planda olan bu ilçede  günümüzde hala işletilen Defne Oteli, 1939 yılında kurulan Hatay Cumhuriyeti’nin meclis binası olarak kullanılmış. Ve Türkiye’ye katılma kararı bu binada verilmiş. Bölgede çok fazla restoran, cafe de bulunuyor. Meşhur Harbiye Şelalelerine karşı oturabilir, meşhur Harbiye Tavuğunu deneyebilirsiniz.

Samandağ

14,5 km uzunluğunda Türkiye’nin en uzun plajı ünvanı burada. Samandağ Antakya Merkezine 25 km uzaklıkta. Deniz kenarında çok güzel bir ilçe. Bölgede ayrıca Vakıflı ve Hıdırbey gibi özel kasabalar da mevcut. Samandağ plajını en güzel göreceğiniz yer ise Meydan Köy Tatil Köyüdür.

Musa Ağacı Hıdırbey ve Vakıflı Köyleri

Samandağ’dan 10 km kadar tırmanışlı bir yolculuk sonrasında önce Ermenilerin yaşadığı köy olan Vakıflı’ya sonrasında Musa Ağacı’nın da bulunduğu Hıdırbey Köyü’ne ulaşabilirsiniz. Hıdırbey Köyü çok enteresan ki, son 9 10 yılda ilgi görmeye başlıyor. Hikayesi de şöyle, hz.Musa’nın asasını buraya vurduğu ve buradan bir sus kaynağı çıktığı günümüzde de Musa Ağacı altında bu kaynağın hala görüldüğü söylenmekte. Musa Ağacı’nın pınarları sonrasında bölgede turizm de etkileniyor ve daha çok insan buraya ziyarete geliyor. Hal böyle olunca ağacın çevresi de turizm için şekil değiştiriyor. Günümüzde tandırdan yemek yemek için ve biraz köy hayatını yaşamak için burayı ziyaret edebilirsiniz.

Kırıkhan Gölbaşı

Hatay merkezinden kuzeye doğru giderken 40 km uzaklıkta Kırıkhan ilçesine geliyorsunuz. Burada 2 önemli nokta var. Bunlardan birisi Gölbaşı beldesi civarında bulunan Adalar Köyü. Amik Ovasına yıllarca su veren göl günümüzde çekilmiş durumda. 1960’lı yıllarda hükümet kararıyla tarım arazileri artsın diye göl kurutuluyor ve göl şuan da kaynağı ve çevresi kadar var. Gölün için de bri de adacık mevcut. Manzara fotoğrafı için vs ideal gayet. Ayrıca, bölgede bir de geyik tesisi var. Meşhur Hatay Ceylanıi var. 3 sene önce artık soyu tükenme riski olan yaklaşık 40 50 tane kalan Hatay Ceylanı’nın günümüzde Orman Bakanlığı’nın doğru çalışmasıyla beraber sayısı 500 600 civarına çıktı. Burayı tam tarif edemeyeceğim ama sora sora ulaşabilirsiniz. Kırıkhan merkezden 15 km uzaklıkta. Benzin İstasyonlarına sorabilirsiniz hatta.

Titus Tüneli

Samandağ İlçesi’nde mühendislik harikası tarihi Titus Tüneli turist akınına uğruyor.
Musa Dağı’ndan gelen sel sularının limana zarar vermemesi için Roma İmparatoru Vespasian tarafından yapımına başlanan ve oğlu Titus döneminde yapımı tamamlanan Titus Tüneli tarihe ışık tutuyor. Yaklaşık 1380 metre uzunluğunda, 7 metre yüksekliğinde ve 6 metre genişliğindeki tünelin üst tarafının belli noktalarının kapalı olmasının yanı sıra yer yer açıklıklar bulunuyor. Öğle saatlerinde güneş ışınlarının yansımasıyla muhteşem bir renk cümbüşünün ortaya çıktığı tünel, mühendislik harikası olarak nitelendiriliyor. Serin olmasının yanı sıra yer yer içerisinde kayaların bulunması nedeniyle sonuna kadar gidilmesi biraz zahmetli olan tünel Samandağ Kaymakamlığı tarafından geçen yıl yapılan yürüyüş yolu ile artık kolaylıkla gezilebiliyor. Haftada ortalama 2-3 bin yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Titus Tüneli, devasa görüntüsü ile ziyaretçilerini etkiliyor.
Titus Tüneli’nin yapımına 69 yılında Roma İmparatoru Vespasian Dönemi’nde başlandığını ve Vespasian’ın oğlu Titus tarafından yapımı tamamlandığı belirten Samandağ Kaymakamı Cahit Çelik, bölgede yürüyüş yolları başta olmak üzere birçok alanda yenileme çalışması yaptıklarını bu sayede ziyaretçi sayısında büyük artış olduğunu söyledi. Çelik, şöyle dedi:
“Hafta sonları 2-3 bin civarında ziyaretçimiz oluyor, son 1 ay içinde burayı 9 bin civarında kişi ziyaret etti. Bu sayının daha artacağını düşünüyoruz. Ama önemli olan tabi ziyaretçi sayısı değil, önemli olan buradaki tarihi dokuya zarar vermemek, bu tarihi dokuyu koruyup gelecek nesillere daha güzel bir şekilde intikal ettirebilmek.”

Sultan Sofrası

25 yılı aşkın bir  tecrübeleri var. Bana kalırsa Hatay’da yöresel mutfakta açık ara lider kendileri. Aklı başında işletmecilerin, küçücük dükkanları Türkiye çapında tanıtması her zaman takdirliktir benim gözümde. Sultan Sofrası’na geldiğinizde önceliğiniz kesinlikle Aşur olmalı. Müthiş bir deneyimdi gerçekten. Aşur nedir diye sorarsan ise nohut, et karışımı güzel bir yemek. Ayrıca neler var diye sorarsan, Kyma et ve soğanın karışımıyla Kaytaz Böreği, Yufka ve özel soslu etten doğan Serimsek, çökelek ve ıspanak karışımıyla Katıklı Ekmek. Özel baharatlı biberli, biberli ekmek ve Külçe. Peki bu kadar mı tabiki hayır ! Bulgur, kıyma et karışımıyla Oruk, kabak ,nohut ve etin karışımı kabak borani, mumbar, kağıt kebap ve tepsi kebapta ayrıca denemeniz gereken lezzetlerden. Ayrıca özel çorbaları var bunu mutlaka ama mutlaka deneyin !  Fiyatlar nasıl diye sorarsan  kasım 2017 tarifesinde tepsi kebap 18 TL civarında. Gayet uygun. Hatay’da mutlaka bir akşam uğrayın. Not : pazar günleri kapalılar.

Pöç Kasabı

Pöç Kasabı, Hatay’a geldiğinizde mutlaka uğramanız gereken noktalardan birisi. Uzun Çarşı içinde şöhreti sınırlar ötesine ulaşmış mekanlardan birisi. Pöç Kasabı’na geldiğinizde öyle aman aman menü beklemeyin. 3 tane seçeneğiniz var. Ama üçü de birbiriyle yarışır vaziyette. Tepsi Kebabı, Kağıt Kebabı ve lahmacun. Bana kalrısa kalabalıksanız üçünden de söyleyin mutlaka. Deneyin buralara kadar gelmişken. Baya keyifli bir mekan. Fiyatlar da uygun.

Affan Kahvesi

Kurtuluş Caddesi üzerinde bulunan bir kahvehane aslında. Ama Hatay’ın otantik hikayesini hissedebileceğiniz cinsten. Çok keyifli, şehrin ruhunu hissedebileceğiniz bir yer. Haytalı ve kahve dışında bir seçenek yok zaten. Mutlaka gül suyu ile hazırlanmış haytalıdan deneyin efendim. Ama gül suyunu az koymalarını rica edin. Daha güzel bence.

Yusuf Usta’nın Künefesi

Köz ateşinde künefenin patentini almış Çınaraltı’nda Yusuf Usta. Yıllardır en iyilerinden birisi. Ben gittiğimde o güne özel olduğunu düşünüyorum. Çok kötüydü ama genelde iyi olduğunu düşünüyorum. Kısmetime kötüye denk geldim. Kredi kartı geçmez. Nakit çalışır. Bir deneyin derim.

Bizim Künefe

Hatay’da 4 farklı yerde künefe denedim. Ama en beğendiğim burasıydı. İşini severek yapan insanların ne kadar başarılı olduğunu gördüm resmen. Bana karşı ne kadar güleryüzlü yaklaştılarsa, işlerini de öyle kendi aralarında şakalaşarak vs yapıyorlar. Lezzetlerine zaten diyecek laf yok. Hatta İstanbul’a dönerken paket de aldım. 30 TL’ye 6-8 kişilik künefe alabilirsiniz dönüş yolunuzda. Şurubu da içinde hem de. Porsiyon ise 5 TL.

Hıdırbey Köyü Katıklı, Gözleme ve Biberli Ekmek

Antakya’dan yaklaşık 35 km uzaklıkta Samandağ’ın tepelerinde bulunan bir köy. Vakıflı Köyü ile birlikte Antakya’nın en turistik noktalarından birisi. Musa Ağacı civarında 4 5 tane mekan var. Bu mekanlarda çok güzel tandırlar ve ocaklarda pişen müthiş lezzetler var. Buranın dinlendirici bir özelliği var. Kesinlikle öneririm. Nereye oturalım peki diye sorarsan ise Pala’nın mekanına oturun derim. Bir de palaya sorar mısınız İstanbul’a ne zaman gelecek 🙂 ?

Has Bahçe

Şark Köşesinde oturayım ayakkabıları çıkarıp yere çömeyim sofram önüme gelsin dersen burası tam sana göre. İster dışarda masada istersen yerde şark sofralarında oturarak serpme kahvaltı alabilirsin. Kahvaltı da ayrıca yok yok.  Tuzlu yoğurt, soslu patlıcan, kiremitte peynir, çökelek ve daha nice güzel lezzetler. Kişi başı ücret : 22 TL

Dönerci Tacettin

Antakya’nın efsanelerinden birisi. Burada bir döner tadına bakmalı. Kimyonlu, biber salçalı ekmeği arasında yıllardır döner sunan ustaya gidecekseniz en geç 12.00 13.00 gibi girmeniz gerekiyor. 15.00 civarında dükkan kapanıyor. 58 yıllık bir tecrübeden döner yemenizi tavsiye ederiz efenim.

Harbiye Mozaik 

Harbiye Tavuk diye bir şey var. Kendi sosları ve kızartılış biçimleriyle balık gibi geldi bir an bana ama son derece lezzetliydi. Salatalık ve tavuk konusunda kesinlikle başarılılar. Bir de meşhur Harbiye Şelaleleri önünde olunca mis gibi ortam oluyor. Kesinlikle önerilir. Antakya merkezine 7 km uzaklıkta.

Antakya Kahvaltı Evi

Eski bir Antakya evi avlusunda bulunan masada serpme bir kahvaltıya ne dersiniz ? Neredeyse serpme kahvaltının tüm parçalarını kendileri imal ediyorlar. Bu yüzden de baya lezzetli. Gerçekten el emeği göz nuru bir kahvaltı.  Börekler, ekmekler fena valla. Kişi başı kahvaltı : 25 TL.

Reyhan Pastanesi

Adını duymayan kalmamıştır heralde. O kadar tavsiye aldım ki giderken. Künefesinin farkı peynirinin daha yoğun olması. Peyniri daha kıvamlı bir künefe seviyorsanız burayı tercih edebilirsiniz. Hangi Reyhan diye sorarsanız ise belediyenin karşısında İskenderun’da ki efendim.

Kamil’in Yeri

Bir kampçılık geleneği olan tuzda tavuk için burayı öneririm sana. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde güzel bir lezzet durağı. Tuzlu tavuğu tenekeye koyup öyle pişiriyorlar. Sonrasında teneke çıkıyor lezzet size kalıyor.

İbrahim Usta

Humus için ideal bir mekan. Mutlaka bir uğrayın derim efendim.

Konak Restoran

Eski Antakya sokaklarında Konak Restoran elit bir mekan gerçekten. Şık bir yemek yiyelim dersen buraya mutlaka uğramalısın. Güzel mezeleri, etleri ve künefesi ile bir tık ötede bir mekan. Dilerseniz alkol de var. Aklınızda olsun. Fiyatlar İstanbul’a göre baya baya uygun geldi bu arada.

Haneden Restoran

Hanedan gerçekten tesadüf bulduğumuz ama bizi şaşırtan harika bir mekan. Kırıkhan çarşısı içinde yer alan küçük bir mekan ama Belen Tavası başta olmak üzere harika lezzetleri var. Kırıkhan civarına yolunuz düşerse aklınızda olsun.

Yorumlar