Karadeniz’in her yanı güzel gerçekten. Bir sevdalısı olarak senede en az iki gitmek benim için vazgeçilmez oldu artık. Yıllardır en iyi yaylalar nerede diyenlere Çamlıhemşin demiştim ama Giresun’un yaylalarının da aşağı kalır yanı yokmuş meğer. Artık Giresun ve Çamlıhemşin diyeceğim sanrım. Giresun Yaylalarına giderken, neler gördüm bakalım bi.

Maden Suyu Çeşmesi

Yolda giderken denk geldik. Maden suyu yazıyor. Kaynak suyu demek istemişlerdir herhalde dedik. Fakat hakikat öyle değilmiş meğer. Bildiğin soda akıyor ya çeşmeden. Fakat şöyle bir handikapı var. Orada içtin içtin. Şişeye koyup götüreyim dersen, soda bi süre sonra suya dönüşüyor.

Kuzalan Şelalesi

Süllü Köyü yakınlarında çıldırmanıza sebep olabilecek bir şelale. Yol kenarında merdivenle dibine kadar inebileceğiniz gözlemleyeceğiniz bir tabiat harikası gerçekten. Kuzalan Şelalesi, Giresun Yaylalarına ziyaret edenlerin en çok beğendiği, etkilendiği lokasyonlardan birisi. Çok coşkulu değil fakat yine de büyüleyici bir havası olduğu kesin.

Kulakkaya Yaylası

Giresun’dan yaklaşık 1500 mt yüksekliğinde ve 45 km içeride yer alan bir yayla. Yaylaya geldiğinizde kasap Baki var. Buradan etinizi ayranınızı mutlaka ayırın. Net söylüyorum yediğim en iyi et olabilir. Ayrıca, yaylada başı boş bir sürü inek ve at var. Bunlarda şahane fotoğraflar çekmenize vesile oluyor. Yerlisi buraya, sosyete yaylası diyor. Giresun’un ağzının tadını bilen durumu iyi ailelerinin burada evi olurmuş. Ayrıca, bu yaylada yaşayanların çok büyük kısmı Fenerbahçe taraftarıymış. Öyle derler.

Sis Dağı Yaylası 
Giresun il sınırında bulunan, Görele ilçesinin en büyük dağı Aladağ’ın en yüksek yerinde, deniz seviyesinden 2.182 m. yüksekliğindeki Sis (Alimeydan) Dağı yaylası küçük yaylalardan oluşmuştur. Bu Yaylada yağan karlar Temmuz başına kadar erimez ve her Temmuz ayının üçüncü Cumartesi günü burada Sis Dağı Şenlikleri düzenlenmektedir.

Melikli Obası Yaylası 
Giresun il merkezine yaklaşık 45 km. uzaklıkta bulunan Kulakkaya Yaylasının yakınında bulunan Melikli Obası yaylası ladin ormanları ile çevrilidir. Aynı zamanda orman gülleri ve küçük şelaleleri ve dereleri ile yöre halkının piknik alanlarından birisidir.

Bektaş Yaylası 
Giresun’a 56 km. uzaklıkta bulunan Bektaş Yaylası; Melikli Obası Yaylası, Kurttepe Mevkii ve Alçakbel Orman İçi Piknik alanı ile bir bütün oluşturmaktadır. Yaylada piknik alanlarının yanı sıra turistik tesisler de bulunmaktadır.

Kümbet Yaylası

Giresun’a 60 km mesafede bir yayla. Asfaltın yaylaya gelmesi gerçekten kötü bir durum. Uzungöl’de yaşadığınız hissi tekrar yaşayabilirsiniz. Beton yeşile ne kadar yaklaşırsa yapılar da o kadar etkileniyor. Ahşap evler diğer yaylalara nazaran daha az durumda. Bu da yayladan çok yeşil bir bölge hissi uyandırıyor. En bilinen yaylası fakat yine de doğayı tam anlamıyla yaşamak istiyorsanız Kulakkaya gibi diğer yaylaları öneririm. Ama yinede büyükşehirde yaşayan insanlar için Kümbet efsane bir lokasyon.

Karagöl Yaylası

Giresun’a 56 km mesafede enfes bir yayla. Dereli mevkiinde yer alıyor. Fotoğrafçılar için ideal manzaralar mevcut.

Tamdere Yaylası
Giresun’a 70 km. uzaklıkta, Dereli ilçesi sınırları içerisinde bulunan Tamdere Yaylasına Şebinkarahisar’dan 27 km.lik bir yol ile ulaşılmaktadır. Kapalı bir yayla konumundaki bu alan bir vadi içerisindedir. Zengin bitki örtüsü ile yöre halkının rağbet ettiği bir piknik ve dinlenme yeridir.

Not : Bu yaylaların hepsinde yöresel ürünleri alabileceğiniz tezgahlar yer almaktadır. Peynir, yağ ve et gibi ürünleri gönül rahatlığıyla buradan temin edebilirsiniz.

Yedi Değirmenler Tabiat Parkı

Hiç görmediğim kadar değirmen gördüm bu bölgede. Bir çoğu da hala aktif çalışıyor. Her yanda şelale akıyor. Espiye ilçe merkezinden içeriye doğru 45 km kadar gittikten sonra tabiat parkına ulaşıyorsunuz. Giresun Valisi burası için 2016 yılında 1 milyon turist hedefi koymuş. Umarım gerçekleşir. Gerçekten hakeden bir turizm merkezi.

Gelin Kayası

Kulakkaya’ya giderken yol üzerinde bulunan bir kayalık dikkat çekiyor. Ne olduğuyla ilgili mantıklı bir açıklama yok. Bu yüzden efsaneler üzerinden ilerlemek durumundayız. Kayanın hikayesi şöyle efendim.

Güzeller güzeli genç bir kız, görücü usulü ile sevmediği bir erkek ile evlendirilmek isteniyormuş. Anne ve babasına karşı çok saygılı olan iyi kalpli kız buna itiraz edebilecek durumda değilmiş. İçten içe köyün başka bir delikanlısı ile hayatını birleştirmek, onunla evlenmek istiyormuş. Ama bunu ailesi ile paylaşmaktan da sıkılıyormuş, biraz da babadan korkuyormuş. Tanımadığı, sevmediği bir erkeğe verilmesine engel olamamış. Düğün tarihi gelmiş çatmış ve nihayet koca evine gelin olarak yolcu edilmiş. Gelin alayı önünde giden at üzerinde götürülürken içinden Allah’a dua edip yalvarmış: “-Allah’ım, beni kötü koca eline düşürme, taş et dondur” demiş. İyi kalpli gelinin duası kabul olmuş ve gelin alayının önünde, at üstünde taş oluvermiş

Karadeniz şehirlerine yaptığım yolculuklar içimde hep bi mutluluğa sebep olur. Belki dinleneceğimi bildiğim, belki bol oksijene kavuşmam belki de, bi metropolden sadece yeşilin olduğu bir bölgeye gideceğim içindir. Bu yüzdendir ki, Karadeniz  benim için her zaman yeşile açılan büyülü bi kapı.

Karadeniz sahil yolunun en güzel duraklarından birindeyim.  Giresun ! Giresun’da nereye gidilir deseler artık cevabım o kadar bol ki;  Giresun Kalesi, Giresun Müzesi, Meryem Ana Kaya Tapınağı, Giresun Adası, Gedikkaya, Kök Ev, Tirebolu, Kümbet, Bektaş ve Kulakkaya yaylaları. Dürüst olmak gerekirse,  Giresun ile tanışmam beklediğimden de etkileyici oldu.  En tepeden, Giresun Kalesinden başlıyorum. Kaleye çıkınca sağın Trabzon solun Ordu yolu.. Karşın ise ucu bucağı olmayan mavilik.

Giresun’da yaylalara gitmek daha bir keyifli. Fındık bahçeleri arasından geçiyoruz. Sağın solun her yerin fındık. Sincap gibi ilerliyoruz yaylalara..

Eskiden heidi çizgi filmi vardı ya o geldi aklıma bi an. Dağlar, bulutlar ve yeşillik.. Hayatınız boyunca yaylaya çıkmadıysanız ve merak dahi etmiyorsanız gerçekten çok büyük bir kayıp içinde olduğunuzu bence şimdiden kabul edelim. Yayla demek sadece hayvancılığın olduğu, dağ evlerinde serinlemek insanların yaşadığı bir alan değildir. Yayla, bir karadeniz kültürüdür. Huzur yeridir. Hatta enerji takviye merkezidir. Kent havalarında kaybolan ruhların tazelenme noktası yaylalar. Kulakkaya’da tanıştığımız Altan şöyle diyor, ucu bucağı olmayan bir yeşildeysen, karşı dağlar artık komşun ise, gözünü kapattığında sadece nefes sesini duyuyorsan yaylaya hoş geldin.