Tallinn

Nüfus : 425.249

Dil : Estonca, İngilizce, Rusça

Para Birimi : Euro

Saat Farkı : Türkiye ile saat farkı yoktur.

Vize : Schengen

Estonca Bazı Kelimeler

Merhaba.
Tere.
/tere/
Nasılsın?
Kuidas läheb?
/kuidas leheb/
Teşekkürler.
Aitäh.
/aiteh/
Günaydın.
Tere hommikust.
/tere hommikust/
İyi günler.
Tere päevast.
/tere peevast/
İyi akşamlar.
Tere õhtust.
/tere öhtust/
İyi geceler.
Head ööd.
/head ööd/
Hoşçakalın.
Head aega.
/head aega/

 

Tallinn Konsolosluk Bilgileri

Turkish Embassy Mikonkatu 6 C 18, 00100 Helsinki, FINLAND

E-Mail : turkki@turkki.fi

Telefon : +358 9 682 9150

Tallinn Ulaşım Hakkında

Türkiye’den Ulaşım

İstanbul’dan Tallinn’e ,  Türk Hava Yolları ile 3 saatlik yolculuk sonrası ulaşabilirsin.

Lennart Meri Tallinn  Havalimanı- Şehir Merkezi Ulaşımı

Talllinn Havalimanı şehir merkezine 5 mesafede. Avrupa’da şehir merkezine ulaşımı en kolay olan havalimanlarından birisi. Taksi ile 10 Euro’ya merkeze ulaşımı sağlayabilirsiniz. 2 kişi ve üzeri grupların hiç uğraşmadan taksiyi tercih etmelerini öneririm.

Bir diğer seçenek ise otobüs. Havalimanı çıkışında sağ tarafta otobüs durakları göreceksiniz. 2 numaralı otobüse inerseniz şehir merkezine ulaşabilirsiniz.

Otobüsler, Estonya vatandaşlarına ücretsiz. Dışarıdan gelenlere ise, tam 2 Euro, öğrenci ise 1 Euro.

Şehir merkezi için durak adı : A.Laikmaa. ( Old Town bölgesi için bu durak tercih ediliyor )

Ayrıca aşağıdaki saat tablosunda Estoncası yazan,

Tööpaev : Haftaiçi

Laupaev : Cumartesi

Pühapaev / Riigippuha : Pazar ve resmi tatiller anlamına geliyor.

Old Town Bölgesi

Tallinn ile ilgili bir araştırmaya girdiyseniz göreceğiniz ilk fotoğraf bu bölgeden olacak. Estonya’nın hikayesi, Tallinn’in güzellik kaynağı burası. Hala ilk günkü gibi Orta Çağ kültürünü, ruhunu hissedebileceğiniz bir bölge. Talllinn’i Old Town kalesinin surlarının içi ve dışı olarak ikiye ayırabiliriz. İçi tamamen tarihi, el değmemiş sokaklar ve binalar. Dışı ise, yeni yapılar, Sovyet döneminin izleri. Old Town’da özellikle Arnavut kaldırımlar  ve daracık labirent gibi sokaklar seni eminim mest edecektir. Şahsen benim yaptığım gibi yapmanızı öneririm. Kafanıza göre haritaya bakmaksızın bilmediğiniz sokaklara atın kendinizi. Çok daha güzel ve keyifli bir keşif olacağına eminim. Bölgede ayrıca dikkatimi çeken bir diğer şey, wifi. Şehirde bir çok noktada internete bağlanabilirsiniz. Şifre vs istemiyorlar. Bölge ne kadar büyüklükte diye sorarsanız da, cevabım şu olur. Yarım günde bütün Old Town’ı bitirebilirsiniz.

Bölgede iki meydan bulunuyor birisi Belediye binasının da bulunduğu Old Town Square. Diğeri ise büyük bir haç göreceğiniz Freedom Square. Ayrıca çok sayıda Orta Çağ kültürünün bulunduğu restoran ve cafe de bu bölgede bulunuyor.

Toompea Tepesi

Old Town’ı gezdin bitirdin diye düşünme. Bir de tepeden bakmak istemez misin ? O zaman Old Town’a girince Belediye binasının önünden devam et ve yukarıya doğru çıkan sokaklara yönel. Net bir sokak ismi vermiyorum çünkü tüm sokaklar seni yukarıya çıkaracak. Bu tepelere geldiğinde 2 tane seyir terası gibi Tallinn’i tepeden görebileceğin alana geleceksin. Tallinn’i ayağının altında izlemek ve fotoğraflamak için bu iki tepe çok iyi tercih olacaktır. Toompea Tepesi, Tallinn’e iki farklı açıdan bakabileceğin birbirine 200 metre mesafede iki alan.

Kadriorg Sarayı

Kraliyet ailesinin yazlık evi olarak geçiyor bu saray. Rusya’nın I.Catherina için yaptırdığı barok mimarinin ön planda olduğu ihtişamlı bir saray Kadriorg. Saray genel olarak bahçesiyle ve heybetiyle ilgi görüyor. Fakat bazı dönemlerde saray içinde yer alan sergiler de yapıya olan ilgiyi her zaman taze tutuyor.  Özellikle için girdiğinizde göreceğiniz işlemeler inanılmaz ilginizi çekecektir eminim. Fakat burası için gidilecek en iyi tarih mayıs ve haziran ayıdır. Bu aylarad giderseniz  saray önünde yer alan bahçede inanılmaz güzel bir çiçek restiraline denk gelebilirsiniz.

Bu saray için teyid edemediğim şöyle bir bilgi var. Zamanında kral İtalya’da yer alan saraylardan çok etkilenmiş ve aynısını istemiş.

Seaplane Harbour (Estonya Denizcilik ve Askeri Müzesi )

Beni etkileyen bir müze olduğu kesin. Son zamanlarda gördüğüm en modern yapılardan birisiydi bu müze. Yüksek tavan ve renklendirilmiş iç mekan öyle keyifle gezmeme neden oldu ki, ilk gördüğüm andan itibaren inanılmaz bir heyecan yaşadım. Fotoğraflarda gördüğümün aynısını göreceğimi beklerken, yaşadığım heyecanla daha farklı bir keyifle gezdim müzeyi. Müze içerisinde 1936 yılında yapılmış bir denizaltını da ziyaret edebilirsiniz, bir helikoptere de binebilirsiniz ya da bir uçuş simülatöründe kendinizi uçarken bulabilirsiniz. Müze ile ilgili detaylı yazımı ana sayfada bulabilirsiniz.

Müze girişi : 14 Euro

 

Estonya Açık Hava Müzesi

Stockholm’de Skansen Açık Hava Müzesini de gezmiştim. Aşağı yukarı aynı müze diyebilirim. Fakat Estonların müzesi biraz daha küçük tabi. Estonya’nın köy hayatını ve kırsal bölgede yer alan evlerini keşfetmek inanılmaz bir duyguydu. Şehir merkezinden araç veya otobüsle15 dakika mesafede yer alan bu müzeye giriş 6 Euro. Estonya’nın geleneklerini öğrenebilir, yöresel lezzetlerini deneyimleyebilir veya kıyıda oturarak doğanın keyfini çıkarabilirsiniz. Benim çok keyif aldığım ve hiç bıkmadan dolaştığım bir müzeydi.

Lahemaa National Park

Tallinn’de her şeyi bitirmiş, her yeri gördüyseniz ve hala en azından yarım gününüz kaldıysa burayı düşünün derim. İnanılmaz bir doğada kendinizi kuş sürüsünün ortasında bulabilir veya doğada yaşıyormuş psikolojisine girebilirsiniz. Burada çok yapılacak bir şey yok. Fakat doğayı seviyorsanız ve doğa fotoğrafçılığına ilginiz varsa mutlaka gezi listenize alabilirsiniz.

St. Olaf’s Kilisesi

Tallinn’de bu kiliseden daha yüksek bina yapmak yasak. Bu yapıyı ölçü alıyorlar. Üstelik yakınında değil, tüm şehirde bu yükseklik üzerine çıkmak yasak. Bunun dini açıdan bir saygı mı yoksa şehrin silületi ile ilgili belediye kararı mı olduğu bilinmez ama böyle saygın bir karar var. Kilise ibadet için ücretsiz giriş yapılabilen bir yer, fakat tepesine çıkacağım ve şehri görümek istiyorum dersen 3 Euro ödemeniz gerekiyor. Açıkcası daracık ve karanlık merdivenlerde ipe tutunarak çıkıyorsun. Vatikan’ın tepesine de çıkmış biri olarak daha zorlu ve daha dar bir merdivenden ilerliyorsun. Kilise olduğunu bilmesem dağa tırmanıyorum galiba diye düşünebilirdim. Ama yinede manzarayı görmek için değer.

Rummu

Rummu çok enteresan bir yer. 1938 yılında yanyana bir taş ocağı ve hapishane açılıyor. Fakat taş ocağı yeterli iş gücünü yakalayamayınca, cezaevinde kalan mahkumların çalışması isteniyor. Ve daha düşük bir maas politikası ile bu mahkumlar cezalarını çekerken aynı zamanda iş sahibi oluyorlar. 1970 yılında ise tamamen kapatılıyor. Şuan da harebe bir yapı olarak değerlendirilen Rummu’yu fotoğrafçılar başta olmak üzere bir çok gezgin ziyaret ediyor.

Paterei Hapishanesi

Sinop Cezaevi geldi aklıma nedense burada. Estonya’nın en ünlü ceza infaz kurumu Patarei. Aslında başlangıçta bir kale olarak inşaa edilmiş fakat dünya savaşı döneminde bir hapishaneye ihtiyaç duyuluyor ve burası düşünülüyor. Sonucunda da, 1917’den 2000 yılına kadar süregelen bir hapishane olarak faaliyet gösteriyor. Dilerseniz bu kasvetli ortamı 3 Euro karşılığında ziyaret edebilirsiniz.

Estonya’da ayrıca tarih müzesi, eczacılık müzesi gibi ziyaret edilebilecek noktalar var. Fakat vakit darlığı nedeniyle maalesef gidemedim.

III. Draakon

Tallinn’in Orta Çağ kültürünü hissedebileceğiniz iki mekanından birisi. İnanılmaz bir atmosferi var. Özellikle arkadaş grubunuz var ve sohbet etmek istiyorsanız hava kararınca buraya gidin. Mum ışığında karanlıkta baya keyifli bir ortamda sohbet edebilirsiniz. Ben inanılmaz etkilendim. Ayrıca, mekanda geleneksel kıyafetleriyle sunum yapan çalışanlar ortama çok güzel bir renk katıyor. Ne yiyebiliriz diye sorarsan başlangıcı geyik etli çorba ile yapın derim. Özellikle çanak ile sunum yapmaları sizi gerçekten eski çağlarda bir hana uğramış gibi hissettirebilir.

Olde Hansa

Orta Çağ’da iki mekan var demiştim ya hani. Diğeri de burası işte. Old Town bölgesinde yer alan ve mutlaka gezerken karşınıza çıkacak inanılmaz atmosferi olan bir yapı. Mekan loş ışık altında mumları ile ön planda. Şehrin en otantik mekanlarından birisi. Çalışanların geleneksel kıyafetleri ile servis verdiği, geyik eti ve kuzu etinin menünün yıldızı olduğu Orta Çağ hanı. Mekan üç katlı. Her kat hemen hemen aynı ama üst katlara çıktıkca daha karanlık ve uzun masaların olması dikkatimi çekti. Mekanda ayrıca denemeye cesaret edemedim ama ayı eti de mevcut. Bir de, mekanda Mehter Marşı çalıyordu ilk girdiğimde, o müziğin fetih sırasında kullanıldığını biliyorlar mı bilmiyorum 🙂 Fiyatı ise Tallinn ortalamasına göre yüksek. Belki ortamı görmek için iki kişi bir geyik eti yemek için ideal olabilir.

Farm 

Girişinde yer alan hayvanlar masalı bal mumu heykel çalışmasına bakarken bir gireyim dedim ve kendimi içerisinde buldum. İskandinav mutfağını en iyi deneyimleyebileceğiniz noktalardan birisi. Önerim geyik eti yemeniz. Gerçekten fazlasıyla lezzetli. İçecek hariç kişi başı 20 25 Euro’ya yemek yiyebilirsiniz.

Pegasus

Tallinn’de bir mekanın ekmeklerini öveceğimi hiç düşünmemiştim ama burasının kuzu eti, balık çeşitleri dışında ekmeği bir harika gerçekten. Yazarken bile kokusu burnuma geldi gerçekten 🙂

Rucola

Talllinn’de en iyi pizza yiyebileceğiniz mekan. Özellikle enteresandır ama balık çeşitleri bulunan pizzaları çok iyiydi.

Kalevi Jahtklubi Resto

Deniz ürünleri ile ön planda olan bir mekan. Dolma midye fenaydı gerçekten. Sırf onun için bile tercih edilebilir. Fiyatlar ise ortalama, üzmez.

Rataskaevu 16

Akşam yemeği için yer arıyorsanız ve hala bir rezervasyonunuz yoksa burayı düşünün derim. Geyik eti, blue cheese ve somonu en iyi bulabileceğiniz yer Tallinn’de. Özellikle geyik etinin sunumunda kendimi bir ara çakmaktaş çizgi filminde Fred sandım. İnanılmaz bir sunum ve lezzeti vardı. Fiyatları da ortalama. 20 30 Euro’ya öğünü geçirebilirsiniz. Şiddetle önerilir efendim. Bu arada ekmekleri kendileri yapıyorlar. Baya başarılıydı. Masaya gelmeden kokusundan güzel bir şeylerin geldiğini anlıyorsunuz zaten.

Kohvik Rukis

Rukis’e bayıldım gerçekten. Açıkcası dükkana dışarıdan bakınca içerisinin bu kadar güzel olacağını düşünmemiştim. Ama inanılmaz keyif aldım. Özellikle kahve çeşitleri ve tatlıları ön planda olan Rukis’in atmosferi de beni benden aldı. Güleryüzlü çalışanları ve nezih ortamı için bir kez daha gitmek isterdim. Kesinlikle tavsiye edilir efendim.

Koogel Moogel

Talllinn’in en tatlı mekanı seçtim seni. Old Town sınırları içerisinde keyifli bir mekan. Kahveleri ve ev yapımı kekleri leziz.

Chocolaterie de Pierre

Old Town bölgesinin hemen kale girişinde yer alan güzel bir avlu. Direkt sokak üzerinden bir yer değil bu yüzden bulmakta zorlanabilirsiniz bu yüzden internetten destek almanızı öneririm. Son derece keyifli bir bahçesi var. Özellikle yaz aylarında Talllinn’e gidiyorsanız burayı es geçmemenizi öneririm.

Must Puudel

Kahveleri güzel ayrı. Fakat mekanın dekorasyonuna ayrıca bayıldım. Bol bol fotoğraf çektirmek isteyeceğiniz keyifli bir bahçesi de var. Talllinn’i keşfederken güzel bir mola noktası.

Caffeine

Tallinn’de zincir bir kahveci. Old Town bölgesinde iki tane var. 2 Euro gibi bir fiyata orta boy kahve alabileceğiniz güzel bir mekan. Ayrıca tatlısını da öneririm. Kakaolu kahveli kekini ayrıca öneriyorum. Baya lezzetliydi.

The Living Room Cafe

Evinizin gerçekten oturma odası sanabilirsiniz burayı. Kendinizi ait hissedebileceğiniz bir kahve noktası. Ayrıca kahveleri de gayet leziz. Not : Kahveleri kendileri yapıyorlar.

Gourmet Coffee

Tallinn’in en iyi kahve noktalarından birisi Gourmet Coffee. Özellikle üniversite öğrencilerinin tercih ettiği bir kahve noktası.

Björn

Old Town dışında yer alan butik bir kahveci. Baristası baya başarılı. Kelebek figürü bile yapabiliyor 🙂

Yorumlar